| Cebinde bir not vardı, Ve o kampüsün diğer tarafındaydı. | Open Subtitles | أي مُلاحظة كَانتْ في جيبِها، وهو كَانَ عبر الحرم الجامعي. |
| Ve Darrin evden çıkıp arkadaşlarıyla buluşabiliyor, işe gidebiliyor Ve kariyer yapabiliyordu. | Open Subtitles | وهو كَانَ قادر على إلتِقاء الناسِ ويَتْركُ البيتَ ويَذْهبُ للعَمَل ويَبْني مهنتَه. |
| Hal ile anlaşmak senin fikrindi, Ve berbattı, ruhu şad olsun. | Open Subtitles | هو كَانَ فكرتَكَ لإسْتِئْجار هال، وهو كَانَ فظيعَ، يُريحُ الله روحه. |
| Sadece bir kaç dakika sonra, evlerine vardık, Ve saat tam olarak 8:00'di. | Open Subtitles | ثمّ لدقائق قليلة فقط لاحقاً، وَصلنَا إلى بيتِهم، وهو كَانَ بالضبط 8: 00. |
| Ama babam kimse kazanmadı dedi. Ve kavgalarımızdan bıkmıştı. | Open Subtitles | , لكن ابىَ قالَ لم يربح احد وهو كَانَ متضايقا مِنْ شجارنا |
| Ve bizim sadakatlerimiz de test ediliyordu. | Open Subtitles | وهو كَانَ ولائَنا الذي كان في النهاية سَيُختَبرُ |
| Ve muhtemelen Victor buz getirmeye gitmiş. | Open Subtitles | وهو كَانَ يَختارُ بَعْض الثلجِ من المحتمل. |
| Tüm alanda kolları uzun olan sadece dört adam vardı, Ve en uzunu o idi. | Open Subtitles | كان هناك فقط أربعة رجالِ في الساحة الكاملة بأكمامِهم نَزلتْ عليها، وهو كَانَ الأطولَ. |
| İbadete döndü, Ve hep sen Ve çocuklar oldu, | Open Subtitles | عَبدَك، وهو كَانَ كلّ شيء عن هم ومهنتكَ، |
| Suç mahallinde olmadığını kanıtlayamıyor Ve kayıp paltoyu giymiş. | Open Subtitles | هو ما عِنْدَهُ عذرُ، وهو كَانَ يَلْبسُ المعطف المفقود. |
| Nankörlük ettiğimi Ve orasının kendi evi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالتْ بأنّني كُنْتُ جاحد، وهو كَانَ بيتَها. |
| Gri bir ceket giymişti, Ve tam bir gülünçtü. | Open Subtitles | لَبستْ ذلك المعطفِ الرماديِ، وهو كَانَ مثل المضحكِ جداً |
| Harika biriydi Ve benim garsonluk yaptığım yerde takılırdı. | Open Subtitles | رائع وهو كَانَ يتسكع في هذا المكانِ حيث كنت أعمل وانتظار طاولات |
| Benden büyüktü, 21 yaşında falandı Ve benim için bir saatini bile harcamazdı. | Open Subtitles | وهو كَانَ أكبر سنّاً مثل الـ21 ولا يَعطيني وقته |
| Diyelim ki bir adam Ve inanılmaz bir kız arkadaşı var Ve 10 yıldır birlikteler. | Open Subtitles | كان هناك هذا الرجل وهو كَانَ عِنْدَهُ صديقة مدهشة كانت معه حوالي 10 سنوات |
| Ve üzerine düştüğü araba sizindi, değil mi? | Open Subtitles | وهو كَانَ سيارتَكَ تلك هَبطتْ على، حقّ؟ |
| Geldim, anne Ama sarhoştum Ve karanlıktı | Open Subtitles | أوه، نعم، عِنْدي، Ma، لَكنِّي شُرِبتُ وهو كَانَ مُظلمَ. |
| Sonra benimle tanıştı Ve bundan emin oldu. | Open Subtitles | ثمّ قابلَني، وهو كَانَ متأكّدَ من ذلك. |
| Ve bu çok güzel birşeydi | Open Subtitles | وهو كَانَ لطيفَ جداً أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ شخص ما إلى... |
| O bir erkek Ve altı aydır burada, öyle azdı ki duvarda deliği bile becerebilir! | Open Subtitles | هو رجل، وهو كَانَ ستّة شهورَ بأنّه كَانَ هنا، هو يُمارسُ الجنس مع مقرّنِ حقاً , هو يُمارسُ الجنس مع فتحة في الحائطِ! |