| Ülkenizde masumlara ne olduğunu biliyoruz. O terörist değil. Bunların hiçbirini hak etmiyor. | Open Subtitles | جميعنا يعلم قصص الكثير من الأبرياء فهو ليس إرهابيّ، وهو لا يستحق كل ذلك. |
| Böyle bir tecrübeyle yaşamayı da hak etmiyor. | Open Subtitles | وهو لا يستحق أن يكون مجبراً للتعايش مع الأمر |
| Kimsenin ona kötü davranmasını hak etmiyor o. | Open Subtitles | وهو لا يستحق أحدا أن يكون لئيما معه |
| Çünkü Klaus'u öldürmek için hepsini öldürmesi gerek. Elijah da dâhil. Ve o bunu hak etmiyor. | Open Subtitles | لأن لقتل (كلاوس)، فلا بدّ لها من قتلهم كلّهم بما يشمل (إيلايجا)، وهو لا يستحق ذلك. |