| Şey, Bayan Scarlett, burada Bay Gerald'ın kâhyalığını yapan, şu beş para etmez nefesi kokmuş, beyaz Wilkerson'u gördüm. | Open Subtitles | عم تتحدث بحق السماء ؟ قابلت ذلك الحقير، السيد ويلكرسون |
| Elinde delil olmadığı için, saygı değer Yargıç Wilkerson'ın davayı düşürmekten başka şansı yoktu. | Open Subtitles | بدون ادلة القاضي الشريف ويلكرسون لم يكن لديه خيار الا اسقاط القضية |
| Yanki Wilkerson ve beyaz avam Slattery kızı mı! | Open Subtitles | الشمالى ويلكرسون وتلك الفتاة سلاتري |
| Muhtemelen kulüpte Annie Wilkerson ile dans ediyordur. | Open Subtitles | إنه على الأرجح في النادي الريفي للرقص مع "آني ويلكرسون" |
| Anlamını bilmiyorum, ama Wilkerson'ın hoşuna gider. | Open Subtitles | لا اعرف معناها لكن السيد " ويلكرسون " سيحبها |
| Wilkerson'a ne oldu? Anlatacak şeyin var mı? | Open Subtitles | "ماذا حدث مع "ويلكرسون هناك أي شيء يمكنك أن تشاركنا إياه؟ |
| Arayan adının Wilkerson olduğunu söylemiş, sonra hat kesilmiş. | Open Subtitles | المتحدثة قالت أن أسمها (ويلكرسون) ثم الخط أغلق |
| Binbaşı Wilkerson'ın ev adresini buldunuz mu? | Open Subtitles | هل حصلتم على عنوان منزل الرائدة (ويلكرسون)؟ |
| Arayanın Binbaşı Wilkerson olduğundan kesin emin misiniz Ajan Gibbs? | Open Subtitles | أنت متأكد تماماً أن المكالمة كانت من الرائدة (ويلكرسون) يا عميل (غيبس)؟ |
| Binbaşı Wilkerson'ın 2002 model metalik gri bir Jetta'sı var. | Open Subtitles | الرائدة (ويلكرسون) تقود "غيتا" فضية اللون طراز 2002 |
| Önemli olan bu kasetten Binbaşı Wilkerson'ı bulmamıza yardım edecek bir şeyler bulmak. | Open Subtitles | الشيء المهم هنا هو تحليل الشريط و نحاول أن نحصل على شيء يساعد في أيجاد الرائدة (ويلكرسون) |
| Binbaşı Wilkerson iki gün önce üste akut bronşit tedavisi görmüş. | Open Subtitles | الرائدة (ويلكرسون) عولجت من إلتهاب القصبة الهوائية من قبل طبيب في القاعدة منذ يومان |
| İnşallah Binbaşı Wilkerson'ın geçmişiyle ilgili bilgi alıyorsundur. | Open Subtitles | أتمنى أن هذا كان نبذه عن حياة الرائدة (ويلكرسون) |
| - Wilkerson'ın e-posta kayıtlarına göre dün aynı yerden 14 mesaj göndermiş. | Open Subtitles | -سجلات رسائل (ويلكرسون ) يظهر إنها أرسلت 14 رسالة من نفس المكان ليلة أمس |
| Abby'nin doğru bulduğunu varsayarsak Binbaşı Wilkerson çarşıdan çıkıp Ox Yolu'na girdi. | Open Subtitles | بإفتراض أن (آبي) محقة توقف السيارة الرائدة (ويلكرسون) غادرت المنتجع عبر طريق "أوكس" |
| Binbaşı Wilkerson neden 14 yaşındaki bir kız gibi konuşsun? | Open Subtitles | لمَ قد تتظاهر الرائدة (ويلكرسون) بأنها فتاة تناهز الـ 14 من عمرها؟ |
| Brick, Bay Wilkerson ile bir sorunun varsa, onunla kendin konuşman gerek. | Open Subtitles | بريك) إذا كانت لديك ) ،(مشاكل مع السيد(ويلكرسون .يجب أن تتحدث معه بنفسك |
| Tavsiyenizi dinledim ve Bay Wilkerson'la konuştum, artık beden dersine girmek zorunda olmadığımı söyledi. | Open Subtitles | حسنــاً، أنا أخذت بنصيحتكم ،(وتكلمت مع السيد(ويلكرسون وهو قال أنني لست مضطر .أن أحضر لصالة التمارين بعد الآن |
| Af edersiniz. Bay Wilkerson'ı arıyordum da... | Open Subtitles | المعذره " أنا أبحث عن السيد " ويلكرسون |
| Wilkerson bu kanunda her şeyi batırdı. | Open Subtitles | ويلكرسون" حاصر نفسه بهذا التقرير" |