Erkek kardeşi ve kız kardeşi ertesi gün kazığa bağlanıp diri diri yakıldılar. | Open Subtitles | في اليوم التالي ، وعلى الأوتاد؛ قاموا بإحراق أخيه و أخته أحياءً |
John onlara ulaşmadan, annesi ve kız kardeşi ile kişisel olarak ilgileneceksin. | Open Subtitles | أنت ستقتل أمه و أخته قبل ان يصل جون إليهم |
Judah Ben Hur, annesi ve kız kardeşi. O zaman bir örnek olsun. | Open Subtitles | إحدي أعرق الأسر اليهوديه في القدس جودا بن هير" و أمه و أخته" |
Görüyorsunuz Ajan Gibbs, Tim ve kız kardeşini yetiştirirken yaptığımız tüm hatalar benim suçumdu. | Open Subtitles | أترى,عميل جيبز كل خطأ قد قمنا به يوما تنشئه تيم و أخته كان خطئى |
Adam Sandler bir adamı ve kız kardeşini oynuyor ve berbat bir şey. | Open Subtitles | آدم ساندلر) يمثل دور شاب و أخته) وهذا سيء |
- Eşiyle ve kız kardeşiyle beraber çalışıyormuş. | Open Subtitles | انه متزوج زوجته و أخته عملتا معه |
Buraya gönderildiği gece karısı ve kız kardeşiyle yatakta sandviç yapıyordun. | Open Subtitles | ) لقد تحرشت بزوجته و أخته فى اليوم الذى قبض عليه فيه |
O gece Kenny'i kız kardeşi ve annesi ile öpüşürken gördüm, babası da izliyordu. | Open Subtitles | رأيت "كيني" يقبل أمه و أخته بينما الأب يشاهد |
O ve kız kardeşi o bölgede büyümüşler ama oralarda başka kimse yokmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | ترعرع هو و أخته في تلك المنطقة، لكن لا يبدو أن شخصاً آخر مازال في الأرجاء |
Son sahipleri zengin bir adam ve kız kardeşi imiş. | Open Subtitles | الملاك السابقون كانا رجل غني و أخته |
Erkek kardeşi ve kız kardeşi reddettiler. | Open Subtitles | أخوه و أخته رفضوا |
Daniel ve kız kardeşini gördüm. | Open Subtitles | أرى أن (دانييل) و أخته هنا |
Vekil Kovacs Serge X, yumru ayaklı kız kardeşi ve kendi annesinin ölümlerinden o sorumludur! | Open Subtitles | (سيرج إكس) و أخته ذات الرجل الخشبية وأمه أيضاً. |