| Tütsü yakmanıza gerek yok Ve kesinlikle yere oturmak zorunda da değilsiniz. | TED | لا يتوجب عليك حرق البخور، و بالتأكيد لا يتوجب ذلك الجلوس على الأرض. |
| Bugün yanımda hiç param yok ve yayımlayacağım bir politikam yok Ve kesinlikle bir gitarım da yok. | TED | الآن, أنا لا أملك أي حفنة من النقود اليوم و لا أملك أي سياسة لأطلقها و بالتأكيد لا أملك غيتار |
| Ve kesinlikle bana öyle davranılsın istemem. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا أريد أن يتم التعامل معي كواحدة منهن |
| Senden artık hoşlanmıyorum. Ve kesinlikle sevmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست معجبة بك بعد الآن و بالتأكيد لا أحبك |
| Ve kesinlikle.. Yüzünüzü Las Vegas makinelerinden daha az kontrolü olan birşeye sokmayın. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا تضعوا إيمانكم في ماكينة لديها أدوات تحكم أقل من ماكينة قمار بالعملات. |
| Boşanmaya inanmayız. Ve kesinlikle zinaya da karşıyız. | Open Subtitles | نحن لا نؤمن بالطلاق و بالتأكيد لا نوافق على الزنا |
| Ve kesinlikle ona ne yapacağını söylemene ihtiyacı yok. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا يحتاج أن تخبره ما عليه أن يفعل |
| Ve kesinlikle şampanya da yok. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا مزيد من الشمبانيا |
| - Hayır Ve kesinlikle Meksika'ya gidemem. | Open Subtitles | كلا، و بالتأكيد لا يُمكنني الذهاب إلى "المكسيك". |
| Kendine bile yardım edemiyor Ve kesinlikle Meredith'i düzeltemez. | Open Subtitles | لايمكنهامساعدةنفسها, و بالتأكيد لا يمكنها اصلاح (ميريدث) |
| Ve kesinlikle öpüşmek yok. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا تقبيل |
| Ve kesinlikle yürümemelisin. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا تمشي |
| Ve kesinlikle hayır. | Open Subtitles | لا,و بالتأكيد لا |