Dün gece yemekte bir beyefendinin yanında oturdum ve bana öfkeyle neden şehrimizin bu kendilerine yardımı olmayanlara yardım etmesi gerektiğini sordu. | Open Subtitles | الليلة الماضية، جلست بجانب رجل وسيم في العشاء و سألني في غضب لماذا يجب على مدينتنا أن تساعد الذين لا يساعدون أنفسهم. |
ve içlerinden biri bana eşimi, Catherine'i sordu o da benimle birlikte gelmiş miydi ya da öyle bir şey. | TED | و سألني أحدهم عن حال كاثرين, زوجتي, هل طارت معك أو شيء من هذا القبيل؟ |
Gece yarısı bodruma geldi... ve nerede olduklarını sordu. | Open Subtitles | نزل الى السرداب في منتصف الليل و سألني أين مكان العظم |
Geceyarısı bodruma indi ve kemiklerin nerede olduğunu sordu. | Open Subtitles | نزل الى السرداب في منتصف الليل و سألني أين مكان العظم |
Jim Lovell'ın ekibine girmek için kime rüşvet verdiğimizi sordu. | Open Subtitles | و سألني من الذي رشوناه لنصبح في طاقم جيم لوفيل نعم |
Bir gün gelip bana sordu... annenle aramda birşey var mı diye... ve yalan söyledim. | Open Subtitles | في أحد الأيام جاء إلي و سألني إذا كان هناك أي شيء بني و بين أمك و كذبت عليه |
Biliyorum çünkü oğlu bana geldi ve sana neden böbreğimi verdiğimi sordu. | Open Subtitles | عرفت لأن ابنها جاءني و سألني عن سبب تبرعي لك بكلية |
Biliyorum çünkü onun oğlu gelip bana, sana neden bir böbrek verdiğimi sordu. | Open Subtitles | عرفت لأن ابنها جاءني و سألني عن سبب تبرعي لك بكلية |
Bir ara saçlarima dokundu ve bana ne tür bir sampuan kullandigimi sordu. | Open Subtitles | في مرحلةٍ ما, مهّد شعري و سألني ما نوع الغسول الذي أستخدمه |
Doktor odama girip ne çeşit istediğimi sordu. | Open Subtitles | لقد أتى الطبيب إلى غرفتي و سألني عن النوع الذي أريده |
Gazete okuyormuş gibi görünmeye devam etti ve sonra yanıma gelip öğrenci olup olmadığımı sordu. | Open Subtitles | و طلبت منه السكر و ثم تظاهر أنه يقرأ الجريدة و ثم نهض و توجه نحوي و سألني إن كنت طالبة |
Gazete okumaya devam etti ve... kalktı bana doğru geldi ve öğrenci olup olmadığımı sordu. | Open Subtitles | كان يجلس هناك، يتظاهر أنه يقرأ الصحيفة ومن ثم نهض وتوجه نحوي و سألني إن كنتُ طالبة |
Bir kaç yıl önce kızın annesi öldüğü sıralarda Logan geldi ve arabasıyla gezmek ister mi diye sordu arabası spor bir arabaydı. | Open Subtitles | منذ سنتين عندما كانت أمي تحتضر جا و سألني إن كنتُ أرغب بالذهاب بنزهةفيسيارته. لقد كان يقود سيارة رياضية وقتها |
Kazanın olduğu gün Charlie bana gelip kaç çocuk istediğimi sordu. | Open Subtitles | في اليوم الذي حدث فيه الحادث تشارلي جاء إلي و سألني كم طفل أرغب أن أنجب |
Bana birkaç soru sordu, çoğu şuydu, "Niye? | TED | و سألني عدة أسئلة، و الكثير منها كان " لماذا"؟ |
Durumunu incelediğimde, artık onun için yapılabilecek hiçbir şeyin kalmadığını farkettim, ve diğer bir çok olayda olduğu gibi, gözlerimin içine baktı ve o soruyu sordu: - Ölecek miyim? | TED | و بينما اقيم حالته ادركت انه لا يوجد شئ استطيع فعله له و كحالات كثيرة اخري, نظر في عيني و سألني هذا السؤال:"هل سأموت؟" |