Bu, Batı tıbbını farklı ve güçlü bir yola sokacaktı. | Open Subtitles | ستقدم علماً غربياً في الطب علي نهج مميز و قوي |
Herkes annemin güzel olduğunu ve babamın zeki ve güçlü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الجميع كان يقول ان والدتي كانت جميله و والدي ذكي و قوي |
Herkes annemin güzel olduğunu ve babamın zeki ve güçlü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الجميع كان يقول ان والدتي كانت جميله و والدي ذكي و قوي |
Uzun, Güçlü ve hızlı kılıç kullanan bir İskoçyalı işime yarayabilir. | Open Subtitles | بأمكاني الاستفاده من رجل أسكتلندي طويل و قوي وبارع في السيف |
Sen zeki, tatlı bir adamsın ve güçlüsün ve komiksin ve harika bir aşçısın ve yaşadığın tüm trajedilere karşın, hala iyi bir kalbin var. | Open Subtitles | أنتَ ذكي، لطيف و قوي و مرح و طباخ من الطراز الأول و مع كل هذهِ المآسي التي مررت بها مازلتَ تملكُ قلباً طيباً |
- Duymuş olabileceğin gibi, Wade'le harika bir gece geçirdik ve o romantik ve güçlüydü. | Open Subtitles | كما قد تكوني سمعتي وايد و أنا حظينا بليلة رائعه وكان رومنسي و قوي |
Uzun boylu ve güçlü ve kalbini yumuşatan bir gülüşü var. | Open Subtitles | ... إنه طويل و قوي و لديه إبتسامة ستفطر قلبيكما ... |
Gerçek ve güçlü bir şey senin hayatına girdi ve sen bir şans vermedin. | Open Subtitles | أتعلمين, أمر حقيقي و قوي جاء إلى حياتك و لم تعطيه فرصة ابداً |
Formu yerinde ve güçlü biri ki bu da kurbanlarının üstesinden gelebilmesini açıklıyor. | Open Subtitles | غالبا إرتاد مركز المجتمع المحلي عندما كان يافعا إنه رياضي و قوي |
Bu nedenle biz kuşları inceledik, ve güçlü, hafif, kendi kendine sadece kanatlarını kullanarak uçmasını sağlayacak üstün aerodinamik niteliklere sahip bir model yapmaya çalıştık. | TED | لذا نظرنا الى الطيور ، وحاولنا تقديم نموذج خفيف و قوي ، ويجب أن يكون لها صفات ممتازة للانسياب الهوائي من شأنه أن يطير بمفرده وفقط عن طريق رفرفة أجنحتها. |
İri ve güçlü. Siyah olan. | Open Subtitles | إنه ضخم و قوي صادف فقط أنه أسود |
Vakur ve güçlü memuru. | Open Subtitles | ضابط جليل و قوي |
İri ve güçlü olmuşsun. | Open Subtitles | أنت الآن كبير و قوي |
Düşünsene bir! Zayıf ve güçlü, çeviri bunlar. | Open Subtitles | ضعيف و قوي إنها ترجمة |
- ve güçlü. - Ve zengin. | Open Subtitles | و قوي - و ثرية - |
- Emin ve güçlü | Open Subtitles | # واثق و قوي # - هاي |
Bolca yemek getiren Güçlü ve cesur bir kocamın olması çok iyi. | Open Subtitles | من أحيد أن أحظي بزوج جيد و قوي و يحضر الكثير من الطعام |
Bu işin pis yanlarına sebep olmadan, demokrasi hakkında gerekenleri söyleyen Güçlü ve kalıcı bir lider işimize daha çok gelir. | Open Subtitles | يمكننا إستغلال قائد علماني جيد و قوي, و الذي يمكنه جذب كل الإنتباه الملائم, عن الديموقراطية بلا إحداث أي نوع من الفوضى |
Yeterince zeki, cesur ve güçlüsün. | Open Subtitles | أنت ذكي و شجاع و قوي بما يكفي |
İnanılmaz derecede hızlı ve güçlüsün. | Open Subtitles | أنت سريع و قوي بشكل مستحيل |
ve güçlüydü. | Open Subtitles | كان يملك سيارة كامارو و قوي |