| Cebinde on dolarlık bozuk parayla dolaşırdı Irak'la telefon konuşması yapması gerekirse diye. | Open Subtitles | ذلك الرجل كان يمشى و معه 10 دولارات من العملات المعدنية في حال إضطر أن يقوم بإتصالاً إلى العراق أو ما شابه |
| Adam Cebinde beş binlikle mekâna geldi. | Open Subtitles | "الشخص الأبيض اتى الى "باريدايس دين و معه 5 الاف دولار |
| Cebinde on dolarlık bozuk parayla dolaşırdı Irak'la telefon konuşması yapması gerekirse diye. | Open Subtitles | هذا الرّجل مشى هنا و معه 10 دولارات ... ...في هذه الحالة يجب عليه أن يعمل اتصالا إلى العراق أو أي شيئ . |
| Son hatırladığım şey Marcus elinde bir şırıngayla bana yaklaşıyordu. | Open Subtitles | أخر شيئ تدكره ماركوس كان قادم نحوي و معه حقنة |
| Dünkü facia yüzünden Darren kovuldu, ...sonra bizi tehdit etmek için elinde bir silah, geri geldi. | Open Subtitles | بسبب أخطاء البارحة دارين" قد طرد" ثم هدد أن يعود و معه بندقية |
| Hanımınıza bay Salvato'nun elinde bir hediyeyle burada olduğunu söyler misiniz? | Open Subtitles | هلا أخبرتي سيدتك أن سيد (سالفاتو) هنا و معه هدية؟ |
| Cebinde arabanın anahtarlarıyla bulundu. | Open Subtitles | و معه مفاتيح سيارتها في جيبه |
| elinde bir hindistan cevizi ile. | Open Subtitles | و معه جوز هند؟ |
| - Ve elinde bir prenses var. | Open Subtitles | و معه الأميره |