| Bu benim görevim ve aslında büyük de bir zevk. | Open Subtitles | فذلك من واجبي و يمكنكِ أن تقولي أيضاً أنه من دواعي سروري |
| Yine de ben arabayı alıyorum, siz canınız nasıl istersen öyle yapın. | Open Subtitles | سآخذ السيارة ، و يمكنكِ أن تفعلى ما تشائين لماذا تريدين إشعال الموقف ؟ |
| Yine de ben arabayı alıyorum, ve siz canınız nasıl istersen öyle yapın. | Open Subtitles | سآخذ السيارة ، و يمكنكِ أن تفعلى ما تشائين لماذا تريدين إشعال الموقف ؟ |
| İkisini de alın. Başka zaman ödersiniz. | Open Subtitles | لا داعي , خذي الاثنين و يمكنكِ أن تدفعي في وقت لاحق |
| Ve şimdi de siz çocukluk anılarınızdaki karanlık ve kasvetli ormanlara olan yolculuklarınızdan bahsedebilirsiniz. | Open Subtitles | و يمكنكِ إخباري عن رحلاتكِ في الغابات السوداء الكئيبه من ذكرياتكِ كطفله. |
| Sanırım arka koltuğunda yere çömelir, sen de beni götürebilirsin. | Open Subtitles | , أظن أنه يمكنني الاختباء في مقعد سيارتكِ الخلفي و يمكنكِ أن توصليني |
| Telefonun yanında olduğuna emin ol böylece sen görüşme yaparken ben de arayabilirim ve konferans görüşme yapabiliriz. | Open Subtitles | تأكدي أن تأخذي الهاتف الخليوي معكِ عندما تكونين في المقابله ، سأتصل بكِ، و يمكنكِ إستشارتي |
| Ben bir kere başarmıştım. Sen de başarabilirsin. | Open Subtitles | لقدْ فعلتها ذات مرة و يمكنكِ فعلها أيضاً |
| Ben bir kere yapmıştım. Sen de yapabilirsin. | Open Subtitles | لقدْ فعلتها ذاتَ مرّة, و يمكنكِ فعلها كذلك |
| Ben Spencer malikânesine gidiyorum, benimle orda saat 1'de buluş. | Open Subtitles | سأذهب لمنزل ( سبنسر ) و يمكنكِ مقابلتي في الواحدة |
| sen de parayı hediye diye beyan edersin. | Open Subtitles | سأحوله لك و يمكنكِ إعتباره هدية |
| Hasret olduğu sevgi ve saygıyı kazandı. Ve sen de yapabilirsin. | Open Subtitles | كل الحبّ و الإحترام الذي كانت تتوق إليه و يمكنكِ الحصول على ذلك أيضاً . |
| Hank de ilaçlarını değiştirmen için sana yardımcı olabilir. | Open Subtitles | و يمكنكِ أن تستشيري (هانك) ليعيد تقييم أدويتكِ |
| İstersen iş de bulursun. | Open Subtitles | و يمكنكِ أن تبحثي عن عمل هناك |