| Bilirsiniz, buraya gelen beyazlar bize karşı pek iyi niyetli olmuyorlar. | Open Subtitles | فقط أن الناس البيض الذين يأتون هنا ليسوا ودودن معنا. |
| buraya gelen herkese karşı çok naziktir. Bu arada, buraya nasıl geldiniz? | Open Subtitles | إنها دائما مهتمة بالذين يأتون هنا كيف أتيت إلى هنا على أي حال ؟ |
| Bütün gün buraya gelip Points'teki asayişten şikayet eden.. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أحصل على أيام عمل منتهية للمواطنين الذين يأتون هنا |
| Pek çok kişi buraya gelip oldukça küçük kızlarla evlerine dönüyor. | Open Subtitles | لأن الكثير من الرجال يأتون هنا ويذهبون إلى البيت مع فتاة أصغر بالأحرى |
| Akşam yemeği yiyorlar. Hepsi buraya gelir ve mükellef bir akşam yemeği yerler. | Open Subtitles | .يأكلون العشاء جميعهم يأتون هنا ويتناولون العشاء |
| Çünkü düğünlerinde müzisyen isteyen insanlar onları bulmak için buraya gelirler. | Open Subtitles | ﻷن من يريدون أن يصبحوا موسيقيين ليحيوا حفلات الزفاف يأتون هنا ليبحثوا عنهم |
| buraya gelen herkese karşı çok naziktir. Bu arada, buraya nasıl geldiniz? | Open Subtitles | إنها دائما مهتمة بالذين يأتون هنا كيف أتيت إلى هنا على أي حال ؟ |
| İşten sonra buraya gelen insanlar fazla bir şey şahit olmazlar, ne dediğimi anladınız mı ? | Open Subtitles | الناس الذين يأتون هنا بعد ساعات العمل لا يشاهدون بشكل جيد اتفهمين ما أقول ؟ |
| Peki,o zaman buraya gelen insanlar senin yaptığını yapmak isteyen insanlar. | Open Subtitles | إذن الناس الذين يأتون هنا يريدون أن يفعلوا ما فعلت |
| -Nathan buraya gelen insanlar uzun bir yolcululuğu acı çekerek geldiler. | Open Subtitles | النّاس الذين يأتون هنا قد اجتازوا شوطاً طويلاً من المعاناة |
| buraya gelen birçok kişi oldu işlerini hiç bir zaman ciddi bir şekilde yapmadılar. | Open Subtitles | هناك فقط الكثير من الأشخاص يأتون هنا, ولا يقومون بأخذ العمل بشكل جدي. |
| buraya gelen ve kendilerine Satanist diyenlerin çoğu turist. | Open Subtitles | إسمع، أغلب من يأتون هنا من عبدة الشيطان مجرّد سيّاح. |
| Bunun buraya gelip gelmediğini kontrol etmek için geleceklerdir. | Open Subtitles | سوف يأتون هنا بكُل تأكيد ليبحثوا عن هذا الهراء |
| O çocuklar buraya gelip canları ne isterse alabileceklerini zannediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال يأتون هنا ويرغبون بأخذ ما يحلو لهم |
| Hep buraya gelip bedavaya şekerlemeyi mısırı cepleyip, ceplerken de bizi elliyorlar sonra da arkalarına bile bakmadan çekip gidiyorlar. | Open Subtitles | يأتون هنا طوال الوقت ليقبضون على الحلوى والفشار يقبضون شعورهم وهم يستمتعون بها |
| Ama New York'ta kalmayı tercih edersen baş hekimleri sık sık buraya gelip ve yerel uzmanlarla görüşürmüş. | Open Subtitles | لكن إذا فضلت البقاء هنا فأفضل الأخصائين يأتون هنا بإستمرار ربما تستشر متخصصك المحلي |
| Yüksek mahkeme yargıçları buraya gelir mi? | Open Subtitles | تعنين أن قضاة المحكمة العليا يأتون هنا لرؤيتكِ؟ |
| Onların inanılmaz iskeletlerine bakmak için, ...her gün binlerce insan buraya gelir. | Open Subtitles | آلاف الأشخاص يأتون هنا يومياً لمشاهدة هياكلها العظمية الرائعة |
| Gençlerin çoğu buraya gelir tüm mühendislik işlerini yaparlar ama terimlerde tıkanır kalırlar. | Open Subtitles | الكثير من الشباب يأتون هنا ويكونون جيدين في الأمور الهندسية ولكنهم يعلقون في الشكليات |
| Akıntılar derinlerden besin zengini suları getirdiklerinde beslenmek için buraya gelirler. | Open Subtitles | فعندما يجلب التيار الصاعد من الأعماق المواد المغذية معه .يأتون هنا للتغذي عليه |
| - İnsanlar buraya gelirler, bir kaç kilo verip, | Open Subtitles | - في الحقيقة، الأمر أكثر من هذا .. - الناس يأتون هنا .. يفقدوا بعض الوزن الزائد، |
| 1946'da bilimadamlarının aya yansıtıcı koymalarından beri geliyorlar. | Open Subtitles | هم يأتون هنا منذ عام 1964 عندها بدأ العلماء بإستخدام الرادار لسماع الذبذبات من القمر |
| Bir çok insan arabalarını almak için geliyor. Polisler metroları kapatıyor. | Open Subtitles | أناس كثر يأتون هنا للحصول على السيّارات و الشرطة توقف عمل الأنفاق |