| Sanki orada bir başkası varmış gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | يبدو وكأنّه هناك شخص آخر بالغرفة، أصحيح ؟ |
| Tekerleklerindeki çamur da sağlık evindeki çamurla uyuşuyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | والطين على إطاراته يبدو وكأنّه يُطابق الطين خارج المصّحة. |
| Sanki değer verdiğin her şeyi ve herkesi elinden almak istiyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه يريد أن يسلب كلّ شيء وكلّ من تهتمّ به |
| Veterinerin benim çocuğun labrador'unda kullandığı mikroçipleri okumaya yarayan aletlere benziyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه أحد تلك الأدوات الي يستخدمها الطبيب البيطري على كلب ابني، أحد أجهزة قراءة الشرائح؟ |
| Görünüşe göre kendisini bununla savunmaya çalışmış... | Open Subtitles | يبدو وكأنّه حاول الدفاع عن نفسه بإستخدام هذا. |
| Çünkü bu sefer doğru bir cevap yokmuş gibi geliyor. | Open Subtitles | لأنّ هذه المرّة، يبدو وكأنّه لا يُوجد هناك خيار صائب. |
| Anlaşılan o ofisteki ya da çantadaki bir şey yüzünden ölmüş. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه شيء في المكتب أو الحقيبة يستحقّ القتل لأجله. |
| Ben de bunu istemiyordum ama başka seçeneğimiz yok gibi duruyor. | Open Subtitles | لم أكن أريد ذلك. لكن يبدو وكأنّه ليس لدينا خيار. |
| Onunla büyük bir sorunun varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، يبدو وكأنّه كانت لديك مُشكلة كبيرة معها. |
| Femoral arteri kesilmiş gibi görünüyor fakat pıhtılaşmış, durumu stabil. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه حزّ الشريان الفخذي، لكنّه مُتجلّط، ومُستقر. |
| Daha çok batırmış ve sıvamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه تقيأ في حوض للأسماك |
| Sigara içen bir köpek gibi görünüyor | Open Subtitles | حسناً, يبدو وكأنّه كلب يدخن سيجارة |
| Sanki bu kadar aptal olabilmek için hakikaten uğraşıyor. | Open Subtitles | الأمر يبدو وكأنّه يجب أن تحاولي أن تكوني بهذا الغباء، تعلمين؟ |
| İşte bu, evini insanın elinden alacak bir adama benziyor. | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنّه رجُل يُمكن أن تحتجزه وتستهدف منزله. |
| Bu iş zincirli testere işine benziyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه شيء ناتج عن منشار مسلسل |
| Bilmiyorum ama Görünüşe göre kaynağı kötülemenin en hızlı yolu ona ödeme yapıldığını göstermek. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكن أسرع طريقة لإنتقاص مكانةَ مصدرٍ ما، هي جعل الأمر يبدو وكأنّه قد دُفِع لهم. |
| Görünüşe göre kaynağı kötülemenin en hızlı yolu ona ödeme yapıldığını göstermek. | Open Subtitles | أسرع طريقة لإنتقاص مكانةَ مصدرٍ ما، هي جعل الأمر يبدو وكأنّه قد دُفِع لهم. |
| Az paranoya ve az gösteriş. Yine, iyi bir şeymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | أقل تشككاً وأقل عبثاً مجدداً، يبدو وكأنّه أمر جيّد |
| Anlaşılan ikimiz de bir şeyleri gizlemekte iyi değiliz. | Open Subtitles | حسناً، يبدو وكأنّه لا أحد منّا ماهر في حفظ الأسرار. |
| Beni hasta edecekmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | أنا مدين لك بالبيرة وخبر الجاودار، يا صديقي - ذلك يبدو وكأنّه سيجعلني مريضاً - |
| Seni yastıkla boğup kaza süsü verirler. Sayid, lütfen uyan! | Open Subtitles | يخنقوك بالوسائد ويجعلون الأمر يبدو وكأنّه حادث |
| Görünen o ki buradakilere göre vefa sadece bir semt ismi. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه لا أحد هنا يفهم ماهو معنى الولاء |
| Zaman bizim için normal bir hızla geçiyor gibi görünse de aslında, kabarcığın içinde yıllar geçerken alanın dışında saliseler geçecek. | Open Subtitles | مع أنّ الزمن يبدو وكأنّه يمرّ بسرعة عادية لنا تمرّ سنوات داخل الفقاعة بينما يمرّ جزء من الثانية خارج الحقل |
| Bunu güya yeni bir ilhammış gibi gösterdi. | Open Subtitles | وجعل المشروع العام خاصّته يبدو وكأنّه إلهام حديث. |