| Fakat uzun zamandır buradasın, bu seni burada tutan bir şeyin olabileceğini düşündürüyor, annenin bilmesi gereken bir şeyin. | Open Subtitles | ولكنك هنا منذ فترة طويلة هذا يجعلني أفكر بأن شيء ما يبقيك هنا شيء ما تريد أن تعرفه أمك |
| Seni hapiste tutan ben değilim. Kanun seni hapiste tutuyor. | Open Subtitles | أنا لا أبقيكَ في السجن بل القانون ما يبقيك بالسجن |
| Bu seni hayatta tutar. | Open Subtitles | هذا سوف يبقيك حياً تنفس خلال هذه يا جروج |
| Seni sessiz tutacak bir yer biliyorum. | Open Subtitles | . أري ان هناك مكان واحد فقط يبقيك هادئاً |
| Oksijenin çoğunu o kısıma aktarıyorum.... ...onlar gelene kadar seni hayatta tutmaya yetecektir. | Open Subtitles | أنا انقل معظم ماتبقى من الاكجسين إلى قسمك وذلك الخزان ينبغى أن يبقيك حياً |
| Utancın sessiz her mahkumu, sizi rehin tutan yargılanma korkusu. | TED | و إلى كل صامت يحبسه خجله إنه الخوف من حكم الناس عليك هو ما يبقيك رهينة |
| Nedir seni burada tutan? | Open Subtitles | خذ المال واهرب , نودلز ما الذى يبقيك هنا بحق الجحيم؟ |
| Seni burada tutan Uluslararası Kurul'la düzenlemeleri yeniden konuşuyorum. | Open Subtitles | حضرة اللواء أعيد مناقشة الإجراء.. مع اللجنة الدولية الذي يبقيك هنا |
| Ailenle ilgili anlattıklarından sonra, seni burada tutan nedir? | Open Subtitles | بعدما اخبرتيني عن عائلتك مالذي يبقيك هنا؟ |
| Aman Tanrım, seni hayatta tutan şey bu mu? | Open Subtitles | يا إلهي ، أهذا هو ما يبقيك على قيد الحياة؟ |
| Seni iyi tutar, onu içmezsen küçük kıçını tekmelerim. | Open Subtitles | لأنه يبقيك هادئاً و سلساً عندما أركل مؤخرتك |
| Çöp, seni önemli olan tek şeyden uzak tutar şu andan. | Open Subtitles | النفايات هي اي شيء يبقيك بعيداً عن الشيء الوحيد الذي يهم هذه اللحظة |
| Ayrıca, korku seni uyanık tutar, değil mi? | Open Subtitles | كما أن الخوف هو من يبقيك قوياً أليس كذلك؟ |
| Güzel eşinle Prag'da olabilecekken seni burada tutacak kadar da mı özel değil? | Open Subtitles | لا شيء خاص الذى يبقيك هنا بينما تستطيع ان تكون فى برغا مع زوجتك المحبوبة؟ |
| Bir baskılama birimine bağlanmaktan birkaç saat kadar seni uzak tutacak elektro-dirençli jel. | Open Subtitles | هذا سوف يبقيك من أن توصل إلى وحدة القمع لبضع ساعات. - - انها مقاومة للهلام الكهربائية. |
| Bunlar seni hayatta tutuyor. | Open Subtitles | لكن هذا الجهاز هو ما يبقيك على قيد الحياة |
| Sorun değil Bay Glass. Bu sizi sıcak tutmaya yardım eder. | Open Subtitles | ،يا سيّد (غلاس)، هذا سوف يساعدك .إنه سوف يبقيك دافئاً |
| Yalnız kalmanın sebebi de o olacak çünkü sen çirkin ve sevimsizsin. | Open Subtitles | انة صعب جدا. حسنا ,انة سوف يكون الامر الذي يبقيك وحيد لانك قبيح وغيرمبارك في الحقيقة , جيمي |
| Doktorun seni bu gece burada tutacağını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أن الطبيب قال أنه سوف يبقيك ليلة أخرى |
| En sonunda, önemli olan şeyleri kaçırmamanız için, kopmamanızı sağlar. | Open Subtitles | وفي النهاية ، فالإستماع يبقيك في اللحظة حتى لا تغفل عن الأمر المهم |
| O uyanık tutmak yüzden budur. O yine de olduğunu düşünüyor çünkü. | Open Subtitles | حسناً ، لهذا السبب يبقيك حياً لأنه يعتقد أنها ما تزال بحوزتك |
| Birinin seni sessiz tutması gerekiyordu, ...ikinizin de tutunduğu rüyayı gerçekleştirmek için, çocuk olarak kalman gerekiyordu. | Open Subtitles | أراد أن يبقيك كطفل ليفرض الحلم الذي تشبث به كلاكما |
| Ülkede yasak ama bütün gece dik tutabilir insanı. | Open Subtitles | غير قانوني في الولايه لكن انتم تعلمون يمكنه ان يبقيك مستيقظ طوال الليل |
| * "İzin verme söylenenlerin seni uyanık tutmasına geceleri" * | Open Subtitles | * "لا تدعي ما يقولونه يبقيك مستيقظة في الليل" * |
| Seni hayatta tutabilmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum inan. | Open Subtitles | ... أنا على يقين أنني سأفعل . كل ما من شأنه أن يبقيك بأمان |