| Harika. Vanilya ve yoğurt kalmamış. Büyük bunalım zamanında mı yaşıyoruz? | Open Subtitles | رائع، لم يتبقَّ إلاّ الفانيلا والزبادي أترانا نحيا فترة الكساد العظيم؟ |
| Hiç onurun kalmamış. | Open Subtitles | لم يتبقَّ لديك شرف |
| Sana orada neler yaptıklarını bilmiyorum Kurt. Ama hiç onurun kalmamış. | Open Subtitles | لا أعرف ما فعلوه بك هناك يا (ذئب) ولكن لم يتبقَّ لديك شرف |
| Öteki adamsa... Ondan geriye, üzerinde işe yarar bir şey bulacak kadar bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | بينما لمْ يتبقَّ الكثير مِن الشخص الآخر للبحث عن شيءٍ مفيد |
| Hiçbir şeyim kalmamıştı öfke dışında. | Open Subtitles | لم يتبقَّ شيء سوى الغضب |
| Sende hiç onur kalmamış. Beni duyuyor musun? | Open Subtitles | لم يتبقَّ لديك شرف، أتسمعني؟ |
| Dükkanda "Beni karaciğer yiyen doktordan kurtardığın için teşekkürler." kartlarından kalmamış. | Open Subtitles | ...يبدو أنهم لم يتبقَّ لديهم " بطاقات " شكراً على إنقاذي من الجرَّاح آكل الكبد في المتجر |
| Ballard'ın kafasında hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يتبقَّ شيء في رأس (بالارد) |
| Ama geride kimse kalmamıştı... | Open Subtitles | لكن لم يتبقَّ أحد. |