ويكيبيديا

    "يتسكع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • takılıyor
        
    • takılır
        
    • takıldığı
        
    • takılan
        
    • takıldığını
        
    • takılıyordu
        
    • takılırdı
        
    • dolanıp
        
    • dolaşan
        
    • takılıp
        
    • takılmak
        
    • aylaklık
        
    • takılırken
        
    • takılmazdı
        
    • takılıyormuş
        
    Benim binada yaşıyor, caddede takılıyor, ödemem gerekiyordu. Open Subtitles إنه يعيش معى فى المبنى و يتسكع عبر الشارع
    Deedsy, McEnroe'yla takılıyor. Open Subtitles انظرو لديدز وهو يتسكع مع جون ماكنــرو هذا رائع
    Genelde burada polisler takılır. Open Subtitles إذا ما الذي أحضركم يا شباب إلى هنا هذه بالغالب حانة يتسكع فيها الشرطه
    Orası artık gay insanların takıldığı bir yer bile değil. Open Subtitles هذا حتى لم يعد المكان الذي يتسكع المثليون به حاليا
    Hey, şununla takılan kız kim? Open Subtitles أنت , من هذه الفتاه التي يتسكع معها دوما ؟
    Sen Jules olmalısın. Tommy sizin pencerenizin dışında takıldığını söylüyor. Open Subtitles لابدّ من أنك جولز توم قال أنه يتسكع خارج نافذتك
    Bu tip kızlarla takılıyordu demek. Open Subtitles إذاً هذا هو نوع الفتيات اللاتي يتسكع معهن ؟
    Denizcinin öldüğü yerlerde takılıyor. Open Subtitles يتسكع في المكان الذي عثرنا فيه على البحار الميّت
    İki sersemle takılıyor ama Lindsey ondan uzak durmamı söylüyor. Open Subtitles يتسكع مع فاشلين لكن ليندسي تقول انه يجب ان أبتعد عنه
    Tabi azaltacağız. Hergün burada takılıyor siktiğimin herifi. Open Subtitles بالطبع أصبحت قليلة اللعين دائماً ما يتسكع في الجوار
    Tahta kaldırımda takılır. Eski kumarhanenin orada. Open Subtitles هو في الغالب يتسكع على الشاطيء قرب الحانة القديمة.
    Her türlü iğrenç, olabilecek, olmuş ve olma ihtimali olan nesne kaybedicisi buraya takılır. Open Subtitles أى مثير للأشمئزاز يريد غرض أو قد فقد منه يتسكع هنا بالخارج
    Ama resimlerini eskiden takıldığı herkese gösteriyorum, ve kimse hiçbir şey bilmiyor. Open Subtitles لكنني أشاهد صوره حيث كان يتسكع ولاأحديعلمشيء.
    Dylan onunla Sokak çocuklarının takıldığı Harper Plaza'da tanışmıştı. Open Subtitles ديلان التقى بها في ساحة هاربر حيث يتسكع أطفال الشارع ديلان كان يتحضر للذهاب الى معهد أم أي تي
    Evli bir çiftle takılan, bekâr bir erkek olduğu için. Open Subtitles حسناً, لأنه رجل أعزب يتسكع مع أشخاص متزوجين
    Eğer ona bugün ne yaptığını sorduğumda, bir arkadaşıyla takıldığını söylemeseydi. Open Subtitles اين كـان اليوم قال انه كان يتسكع بالخارج مع صديق
    Yanlış insanlarla takılıyordu. Open Subtitles لقد كان يتسكع مع النوعية الخاطئة من الناس
    - Hayır, sadece oraya takılırdı. - Okula nerde gitti ? Open Subtitles لا,كان يتسكع هناك فقط وما المدرسة التي ذهب اليها ؟
    Eğer karanlıklarda dolanıp o zamandan beri bekliyorsa, evrim geçirmiştir. Open Subtitles لو انه يتسكع في الجوار يختبئ في الظل ربما تطور.
    Gece yarısından sonra ortalıkta dolaşan birilerinin, iyi amacı olmayacağı, herkes tarafından kabul edilen bir gerçekti. Open Subtitles كانت قاعدة عامة أنه من يتسكع هناك بعد منتصف الليل تكون نيته سيئة عادةً
    Sokağımızda takılıp, annemden para dilenen bir adam vardı ya? Open Subtitles أتذكر ذلك الرجل غريب الأطوار الذي كان يتسكع في شارعنا
    Chino ve Montoya gibi buraya takılmak istemiyorum. Open Subtitles انا لن يتسكع هذا الدكان مثل تشينو و مونتويا
    Ona göre, dünyadaki en iyi şey aylaklık etmekti. Open Subtitles أفحت شئ في العالم بالنسبة إليه هو أن يتسكع..
    Onu sekizinci sınıftan başka bir kızla takılırken yakaladım. Open Subtitles لقد وجدته يتسكع مع فتاة في الصف الثامن من مدرسة أخرى.
    Etrafta takılmazdı. Sosyal biri değildi. Open Subtitles لم يتسكع بالجوار, لم يتحدث مع أحدهم
    İçlerinden biri, Tretten'de bir lokantaya takılıyormuş. Open Subtitles على ما يبدو واحد منهم عادة يتسكع في مطعم في ترينتون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد