ويكيبيديا

    "يتسنى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • böylece
        
    • şansı
        
    • şansım
        
    • vakit
        
    • fırsatım
        
    • olmadı
        
    böylece diğer çiftliklerde ezilen yoldaşlarımız zincirlerini kıracaklar ve hayvanların devrimine katılacaklar. Open Subtitles لكي يتسنى للحيوانات المضطهدة في المزارع الاخرى كسر قيودهم والالتحاق بثورة الحيوانات
    Birbirimizi görmeye çalışmak zorunda kalacağız ve böylece birbirimizi göreceğiz. Open Subtitles يجب أن نحاول رؤية بعضنا البعض عندما يتسنى لنا الفرصة.
    Gideceğiz, milyardere imzalatacağız ve Sam herhangi bir şeyi talan etme şansı bulamadan seni evine bıkaracağım. Open Subtitles سنذهب.. ونوقع مع العميله البليونيره وسأوصلكِ للمنزل قبل أن يتسنى
    En kötüsü, dergiyi almak için hiç şansım olmadı. Open Subtitles أسوأ ما فى الأمر أنه لم يتسنى لى أن أحضر المجله
    Beraber vakit geçirmek ne kadar da güzel, değil mi. Open Subtitles من الرائع جداً أن يتسنى لنا قضاء هذا الوقت سوية،
    Henüz, yeni kız arkadaşınla dans etme fırsatım olmadı. - Şey... Open Subtitles لم يتسنى لي الحديث مع حبيبتك الجديدة بَعد
    Burada henüz kimsenin ölmeye vakti olmadı. Hiç mezar olmadığını görebilirsin. Open Subtitles لم يتسنى لأحد الموت هنا بعد كما ترى لا مقبرة هنا
    Bugün buraya gelmek, böylece Tozlu bir Noel deneyim olabilir Open Subtitles ان آتي اليوم حتى يتسنى لداستي ان يجرب عيد الميلاد
    Birbirimizi görmeye çalışmak zorunda kalacağız ve böylece birbirimizi göreceğiz. Open Subtitles يجب أن نحاول رؤية بعضنا البعض عندما يتسنى لنا الفرصة.
    Ağabeyi korktu ve iş yerini satmak istedi, böylece kardeşinden kaçabilecekti? Open Subtitles خاف فأراد بيع مكان العمل لكي يتسنى له الهروب من شقيقته؟
    Yaklaşan biz cenaze bekledi, böylece kurbanların cesetlerini tabutların içine koyabilecekti. Open Subtitles انتظر حدوث جنازة اخرى لكي يتسنى له وضع الجثتين في التوابيت
    Bunu söyleyecek şansı bulamamış olması çok kötü. Open Subtitles من المحزن إنها لم يتسنى لها الفرصة لقول ذلك لك.
    Sadece bazı mimarların dans etme şansı bulacağı bir hanımefendi o. Open Subtitles فهي سيدةٌ لا يتسنى إلا لقلةٍ من المهندسين بالرقص معها
    Bir fikrim var. İnsanlar artık birbirlerini keşfetme şansı bulamıyor. Open Subtitles لدي نظرية تقول بأنه لم يعد يتسنى للناس أن يكتشفوا أموراً عن بعضهم
    Henüz onunla konuşma şansım olmadı ama konuşacağım. Open Subtitles لم يتسنى لي الفرصة بالتحدث معه لكني متأكد من أني سأفعل في وقتٌ لاحق
    Ama kendimi açıklamaya şansım olmadı. Open Subtitles ولكن أنا لم يتسنى لي الوقت لأشرح لك أسبابي
    Bana gönderilen okul kurallarını okuma şansım pek olmadı Open Subtitles لم يتسنى لي قرائة كتيب المدرسة الذي ارسلته لي
    Sağ ol. Keşke daha çok vakit ayırabilsem. Open Subtitles شكراً، أتمنى لو يتسنى لدى وقت أطول كى أكمله.
    Her hafta buluşup geç saatlere kadar vakit geçiriyoruz, abur cubur yiyip annenin izlemene hayatta izin vermeyeceği filmleri izliyoruz. Open Subtitles تعرف, كل أسبوعين, يتسنى لنا أن نتأخر في السهر, نأكل طعاما رخيص, و
    Tamam, evet, ayrı odalarda, onlarla konuşma fırsatım olana kadar. Open Subtitles حسنا, نعم, غرفتان منفصلتان حتى يتسنى لي أن أتحدث مع كل منهما
    Dinle, beni hemen gözaltına alırlarsa, kızlarla konuşma fırsatım olmayacak. Open Subtitles اسمعي.ان أخذوني الان للحجز لن يتسنى لي الحديث للفتيات
    Galiba sen takıma girdiğinden beri bir merhabalaşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles أشعر أنه لم يتسنى لنا أن نحيي بعضنا منذ عُدت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد