| Bunlar yemek pişirme derslerimde çocukların öğrendiği tarifler. | TED | هذه الوصفات التي يتعلمها الأطفال في صفوف الطهي التابعة لي |
| Daha doğrusu kitaplardan öğrendiği şeyleri. | Open Subtitles | . أو بمعنى أخر الأشياء التى يتعلمها من الكتب |
| Bu herkesin öğrendiği ilk numaraydı, ama bakın ne diyeceğim, | Open Subtitles | أنها أول خدعة يتعلمها الجميع .... لكن دعني أقول لك |
| Bir yavrunun öğrenmesi gereken en önemli şey denizde nasıl sağ kalacağıdır. | Open Subtitles | واحد من أهم الدروس على الجرو أن يتعلمها هو كيف ينجو وسط البحر |
| Her Schrute erkeğinin beş yaşına basmadan öğrenmesi gereken 40 kural vardır. | Open Subtitles | هناك 40 قاعدة يجب أن يتعلمها صبيان ال شورت قبل بلوغهم سن الخامسه |
| - Bazıları ancak böyle öğreniyor. | Open Subtitles | - إنها الطريقة الوحيدة اللتي يتعلمها بعض الناس |
| Bu şekilde, aklımızın öğrendiği kadar vücudumuz da öğreniyor. | Open Subtitles | هكذا يتعلمها جسدنا مثل عقلنا |
| Bunlar, insanların sapkınlardan öğrendiği günahlar. | Open Subtitles | هذه هي الذنوب التي يتعلمها الناس دوماً من بعض المنحرفين. |
| Ama her sahtekarın öğrendiği bir kural vardır. | Open Subtitles | ولكن هناك قاعدة يتعلمها كل محتال |
| (Müzik) (Sanskritçe) Bu ana tanrıça için söylenen, Hindistan'da çoğumuzun çocukken öğrendiği bir kasidedir. | TED | (موسيقى) (سنسكريتية) هذه قصيدة للالهة الأم يتعلمها معظمنا في الهند و نحن اطفال |
| Savaşçı uzun zaman önce öğrenmesi gereken... şeyler öğrenmeye başladı. | Open Subtitles | بدأ المحارب في تعلم أشياء كان عليه أن يتعلمها منذ وقت طويل |
| Ayrıca çocuğun önünde İngilizce konuş. öğrenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ولنتحدث بالأنجليزية، أمام الفتى يجب أن يتعلمها |
| - Ivy'yi memnun etmek için öğreniyor. | Open Subtitles | -إنهُ يتعلمها فقط ليُرضي "آيفي" |