| Mahatma, bu yüzden bize şiddet yolunu seçmememiz için yalvarıyor. | Open Subtitles | و لهذا السبب المهاتما يتوسل الينا أن نأخذ اتجاه السلم |
| Kötülüğü ile nam salmış haydut Tajomaru sana elleri ve dizleri üzerine kapanmış yalvarıyor. | Open Subtitles | قاطع الطرق سيىء السمعة تاجومارو يتوسل إليك و هو منحنى على ركبته |
| Bu gölete dönüp, dizlerinin üstünde kardeşini ona geri vermesi için yalvardı. | Open Subtitles | , لقد كان يزحف فى هذا الوحل . يتوسل أن يرُجع أخوه |
| Ümitsiz durumdaydı, çok korkunç şeyler olacak diye hemen gelmem için yalvarıyordu. | Open Subtitles | كان يتوسل إليَ لكي أحضر له على الفور لأن حدثاً رهيباً سيقع |
| Babanın, hayatını bağışlamam için nasıI yalvardığını görecektin. | Open Subtitles | كان لا بد أن تري الطريقة التي كان أباك يتوسل فيها من أجل حياته. هذا غير مفيد. |
| Her an gücünü almam için bana yalvarmaya başlayabilir. | Open Subtitles | إنـّهامسألةوقت، حتى يتوسل إليّ لأخذ قواه. |
| - Onu bunun için yalvart. | Open Subtitles | -أجعله يتوسل لذلك |
| Deneyimlerime göre; ölmek üzere olan insanlar genelde ağlar dua eder ya da biraz yalvarır. | Open Subtitles | من خلال خبرتي، الشخص الذي سيموت عادةً يبكي او يصلي أو يتوسل |
| Durmam için bana yalvarmasını istedim, fakat yalvarmadı. | Open Subtitles | أردت منهُ أن يتوسل ألي لأتوقف، لكنه لم يفعل ذلك. |
| Günde 5 kez arayıp onunla çıkmam için bana yalvarıyor. | Open Subtitles | إنه يتصل بي خمس مرات يومياً يتوسل إلي لكي أخرج معه |
| Bir adam bize karısını çalışmaya almamız için yalvarıyor sonra diğer adamın karısı gelip ilacı kocası için çalmamı istiyor. | Open Subtitles | السريرية التجارب في زوجته لندخل إلينا يتوسل رجل لدينا لزوجها العقار أسرق أن تريدني آخر رجل وزوجة |
| Bu ne anlama geliyor şimdi? Peeta 45 dakika önce buraya gelip hayatını kurtarmam için yalvarıyor, sense daha yeni geliyorsun. | Open Subtitles | ما القول ان بيتا كان هنا منذ 45 دقيقه يتوسل لانقاذ حياتك |
| Okulda yemek için kızlara yalvarıyor. | Open Subtitles | كان يتوسل البنات ليعطونه طعام وهم في الطريق للمدرسة |
| Şuna bakın beyler. Sadece su için yalvarıyor. | Open Subtitles | انظروا لهذا يا سادة إنه يتوسل لأجل الماء |
| Tıpkı senin gibi. Herif bana onu vurmamam için yalvardı. | Open Subtitles | مثل ماحدث معك , كان يتوسل لي حتى لا أقتله |
| Etrafında yeşeren dünyevi zevklerin görüntüsüyle kibri kırılan Lord Shiva da tanrıçaya boş bir kaseyle yaklaşarak yemek ve bağışlanma için yalvardı. | TED | محرجاً لمنظر الملذات الدنيوية المزدهرة من حوله، إله شيفا بذاته اقترب إلى الإلهة بصحن خالي يتوسل الطعام ويطلب الغفران. |
| Dostum Syches bana... hepinizi öldürmemem için bana yalvardı tamam mı? | Open Subtitles | رجلي سايكس يتوسل إلي بأن لا اقوم بقتلكم جميعكم هنا |
| Adam resmen içeri girebilmek için yalvarıyordu. | Open Subtitles | أنه تقريباً كان يتوسل اليّ لـ يدخل داخل منزلي |
| Brooklyn Köprüsü gölgesi altında rakip mafya babaları onların hayatı için yalvarıyordu. | Open Subtitles | حيث كان يتوسل المجرمين لأجل حياتهم دانيال روسو يربى ولده على .... |
| Bunun gerçek bir mahkeme olduğunu, suçlanan kişinin karanlıkta başka bir şans için yalvardığını, jürinin ise bağırdığını düşünün, "Sıktı! Sosyopat!" | TED | لنتخيل أنّ هذه كانت محكمة حقيقية، والمتهم موجود في الظلام يتوسل للحصول على فرصة آخرى، وكانت هيئة المحلفين تصرخ بأعلى صوتها " ممل! معتل اجتماعيا !" |
| Sonra da bize, onu çıkarmamız için yalvarmaya başladı. | Open Subtitles | وبدأ يتوسل لنا لإزالتها من عليه |
| Onu yalvart. | Open Subtitles | إجعله يتوسل |
| Pekala. "Paul yalvarır." Falan filan. | Open Subtitles | "وتتوقع مني نسيان كل ما فعلته" حسناً "بول يتوسل"، إلخ .. |
| Çocuklarımın eğitim almak için yalvarmasını istiyorum. - Ne? | Open Subtitles | أنا حقا أريد من أطفالي أن يتوسل من أجله - ماذا ؟ |
| Ama bu sefer evine dönmek için yalvarmıyordu. | Open Subtitles | و لكن هذه المرة لم يتوسل من أجل العودة إلى البيت |