Ve güvenebileceği ender adamlardan biri olan Saoterus'un halkın sevgisini kazanacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | و واحد من الرجال القليلين الذين يثق بهم كان كومودوس مقتنعا بأن سوتوراس سيلقى قبول عامة الشعب |
O çocuk herşeyini kaybetti -- dünyada güvenebileceği iki insandan biri kesinlikle ayaklarının altından iskemleyi çekti. | TED | الطفل فقد كل شيء -- أن أحد شخصين كان من الممكن أن يثق بهم في هذا العالم قد سحب البساط تماما من تحت قدميه. |
Beni ve Mary'yi İtalya'dan geri çağırdı, çünkü siz dahil... bölümünde güvenebileceği kişiler sadece bizlerdik. | Open Subtitles | احضرني وماري من "ايطاليا" لاننا الوحيدين في ادارته الذين يثق بهم بما فيهم انت |
Sonum, ailelerin güvenmediği o servis şoförleri gibi olacak. | Open Subtitles | سينتهي بي المطاف سائقاً لأحد الباصات الذين لا يثق بهم الآباء |
Etrafında güvenmediği kim varsa öldürmek istiyordu. | Open Subtitles | يبدأ يرغب بقتل الجميع من حوله لانه لا يثق بهم |
Sizi Wayne'in şizofrenik hastalığının yan etkilerinden biri olan güvenmediği kişilerle genelde konuşmama semptomu hakkında uyarmalıydım. | Open Subtitles | يجب انّ أحذركما، إنّ أحد أعراض (واين) المرضية لفوضى الفصام، إنّه لا يتحدث إلى من لا يثق بهم. ماذا؟ |