| Polis heran burada olabilir. Buradan hemen Gitmeliyim. | Open Subtitles | الشرطة قد تكون هنا أية لحظة يجب أن أغادر المكان |
| Teşekkürler. Gitmeliyim. Şeftalilerin tadını çıkar. | Open Subtitles | حسناً ، شكراً لكِ ، يجب أن أغادر استمتعي بالخوخ |
| Yarım saat içerisinde Gitmem gerek. Laga-luga etme o zaman. | Open Subtitles | أنت متأخّر يا صاح ، يجب أن أغادر فى غضون نصف ساعه |
| Bunu kabul et artık. Sahiden Gitmem gerek. | Open Subtitles | أرجوك تعلم قبول ذلك أنا حقا يجب أن أغادر |
| Jonah, Clarise geldi ve benim gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | جونا. كلاريس هنا وأنا يجب أن أغادر |
| - Burası da. Beş dakika sonra Gitmem lazım. | Open Subtitles | مهلا,تعلم أنه يجب أن أغادر بعد خمس دقائق |
| Gitmek zorundayım. Bu hafta sonu çocuklar bende. Biraz işlerim var. | Open Subtitles | لا يجب أن أغادر لدي الأطفال بنهاية الأسبوع علي وضع خطط |
| Burada oturup seninle sohbet etmeyi çok isterdim ama Gitmeliyim. | Open Subtitles | أود حقا البقاء والحديث ولكن يجب أن أغادر |
| Gitmeliyim, gitmem gerektiğini söyledim sana. Birden kalktığım... | Open Subtitles | يجب أن أذهب لقد أخبرتك بأنني يجب أن أغادر |
| Fakat ucuz parfüm kokusu ve Wolverine çiziklerin varken ben, aman Yarabbi, Gitmeliyim. | Open Subtitles | ولكن بين عطر كلون الرخيص وندوب ولفيرين يجب أن أغادر |
| Yani yarın sabah Gitmeliyim. | Open Subtitles | هذا يعنى أنه يجب أن أغادر صباح غدا |
| Bunu kabul et artık. Sahiden Gitmem gerek. | Open Subtitles | أرجوك تعلم قبول ذلك أنا حقا يجب أن أغادر |
| Bakın evime Gitmem gerek hemen | Open Subtitles | انظروا، سأعطيكم محفظتي .كل ما تريدونه، لكن يجب أن أغادر الآن |
| Yani Gitmem gerek ama perişan olmak istemiyorum. Evet,benim aksime. | Open Subtitles | أعني ، يجب أن أغادر و لكن ليس من الضروري أن أكون بائسة |
| İşte tam da burada Gitmem gerek. Sandalyeye sıkışmış haldeyken nasıl bu kadar hızlı geldin buraya? | Open Subtitles | ماذا ؟ يجب أن أغادر بهذه اللحظه بالضبط إذا كيف أتيت بسرعه والكرسي لاصق بك ؟ |
| - Kit, burdalar. - Kevin, gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | كيت " هنا " - كيفين " آسف يجب أن أغادر " - |
| Rebecca, bir süreliğine gitmem gerekiyor. Daha sonra konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | "ريبيكا"، يجب أن أغادر لفترة هل يمكنا أن نتحدث لاحقًا ؟ |
| Tamam. Sanırım benim de şimdi gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | حسنًا، أظن أنه يجب أن أغادر الآن |
| Özür dilerim. Ateşim çıkıyor olmalı. Buradan Gitmem lazım. | Open Subtitles | -آسفة، لابد وأن لديّ حمى، يجب أن أغادر المكان |
| Çok... çok geç oldu. Gitmek zorundayım. | Open Subtitles | الوقت تأخّر جدًا، يجب أن أغادر. |
| Karanlık çökmeden ayrılmalıyım. | Open Subtitles | - يجب أن أغادر قبل حلول الظلام |
| Bir saat içinde çıkmam lazım yoksa düğün provasına geç kalacağım. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن أغادر خلال ساعة، و سأتأخر عن تدريبات الزفاف |
| Son hayalet ile bir anlaşmazlık yaşadık. İyileşebilmem için Dünya atmosferini terk etmem gerek. | Open Subtitles | كان يجب عليّ مطاردة آخر شبح، يجب أن أغادر الغلاف الجوي للأرض للشفاء |
| Gitsem iyi olacak. Yarın önemli bir gün. Oda arkadaşım ayrılıyor. | Open Subtitles | يجب أن أغادر فأنا مشغول غداً وصديقي بالسكن سيترك الشقّة |