| Tek atışı düşünmelisin. Her şey tek atışla ilgili. | Open Subtitles | يجب أن تفكر في الطلقة الواحدة طلقة واحدة هي كل ما يتطلبه الأمر | 
| Aynı zamanda neyin gereksiz, neyin eksik... olduğu hakkında düşünmelisin. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت يجب أن تفكر حول الشئ الغير ضروري وحول الشئ الذي لا زال مفقودا | 
| Ama hoşuna gitsin ya da gitmesin hâlâ geleceğini düşünmek zorundasın. | Open Subtitles | ولكن شئنا أم أبينا، لا يزال يجب أن تفكر في مستقبلك | 
| Çocuğu düşünmek zorundasın. Annenin 10 katı değerli. | Open Subtitles | يجب أن تفكر في طفلتك فالطفلة تساوي ما لا تساويه أمها | 
| Çocuklarını öldürüp onu dışarıda kazığa takmadan önce düşünmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن تفكر فى ذلك قبل أن نقتل طفلهم ونعلقه بالخارج على حربة | 
| Şimdi senin de onu düşünmen lazım... | Open Subtitles | لهذا أنت يجب أن تفكر بها، في الوطن ، وضع على عرض كبير | 
| Beyzboldan sonraki hayatı düşünmeye başlamalısın. | Open Subtitles | ولكن أنت يا صديقي يجب أن تفكر بالحياة بعد البيسبول | 
| Belki önce sen onu bulmayı düşünmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تفكر في الحصول عليه قبل أن يفعلوا. | 
| İyi düşünmelisin. Yakında gözaltında olacaksın. | Open Subtitles | يجب أن تفكر بالأمر ملياً سوف يقبض عليك قريباً | 
| - İşin sonunu da düşünmelisin. - Düşünüyorum zaten. | Open Subtitles | يجب أن تفكر بالنتيجة النهائية أنا افكر بذلك | 
| O halde resimlerimi geri almak için daha iyi bir yol düşünmelisin. | Open Subtitles | إذاً يجب أن تفكر بطريقة أخرى لإستعادة صورتي | 
| Hayvanlarla ilgili bir işte çalışmayı düşünmelisin bence. | Open Subtitles | يجب أن تفكر في العمل مع الحيوانات كوظيفة | 
| Pekâla, belki de bir yabancıyı... evine alıp düzüşmeden önce... iki kez düşünmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تفكر كثيراً قبل أنت تدعوا شخصاً غريباً إلى بيتك وتنام معه | 
| Beni burada yalnız bırakamazsın. Bir şeyler düşünmek zorundasın. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تتركني وحيدة هنا, يجب أن تفكر في شيء | 
| Artık 19 yaşındaki bir öğrenci değilsin, Mordechai'yi düşünmek zorundasın. | Open Subtitles | أنت لم تعد طالباً بعمر التاسعة عشر, يجب أن تفكر في مردخاي. | 
| Kendini düşünmek zorundasın. | Open Subtitles | لقد فات الأوان يجب أن تفكر في نفسك | 
| Bunu üvey kızımı hamile bırakmadan önce düşünmeliydin. | Open Subtitles | نعم، كان يجب أن تفكر بذلك قبل أن تجعل ابنة زوجتي تحمل | 
| İbne bir sürtük gibi davranmaya başlamadan önce düşünmeliydin bunu. | Open Subtitles | ربما كان يجب أن تفكر حيال ذلك قبل .أن تبدأ بالتصرف كالأوغاد | 
| Atlayacağını bize söylemeyecek. Bunu senin düşünmen lazım. | Open Subtitles | إنه لا تخبرنا دائماً أنه يريد القفز يجب أن تفكر أنت بذلك | 
| Hey, Rob, dinle. Bunu iyice düşünmen lazım. | Open Subtitles | روب ، اسمع يجب أن تفكر في ذلك ملياً ، يا رجل | 
| Bu adamları buradan kurtarmanın yollarını düşünmeye başlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفكر كيف ستخرجهم من هنا | 
| Bir arı gibi düşünmeye başlamalısın, dostum. | Open Subtitles | يجب أن تفكر كنحلة يا صديقي |