| Bu çok fazla yakın. Hadi buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | أنه طريق قريب جدا تعالِ، نحن يجب أن نخرج من هنا |
| Hala fırsatımız varken, buradan hemen gitmeliyiz! | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نخرج من هنا بينما هو هادئ |
| Hadi, Andy bizi görmeden önce buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | هيا, يجب أن نخرج من هنا قبل أن يرانا, أندي |
| - Buradan gitmemiz gerek. - Yaptığım hesaplamalar doğru ise... | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا إذا كانت حساباتي صحيحة |
| - Biz sadece çarpmamayı tercih ediyoruz. - Hadi. Buradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | نحن نفضل أن لا نتحطم تعال يجب أن نخرج من هنا |
| Aslında kötü hiçbir şey olmadı. Buradan çıkmamız lazım şimdi. | Open Subtitles | لاشيء سيئ حدث فعلا والان يجب أن نخرج من هنا |
| Buradan gitmemiz lazım. Güvenli değil burası. | Open Subtitles | يا صاحبي ، يجب أن نخرج من هنا المكان ليس آمن هنا |
| Ah! Nefes nefese kaldım. Buradan gitmeliyiz Pero. | Open Subtitles | أريدك أن تخبر العالم عن سبب قتالنا يجب أن نخرج من هنا يا بيرو، لا نقدر فعل شئ لوحدنا |
| Bu şehirden kaçmalıyız. Meksika. Meksika'ya gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هذه المدينة المكسيك , يجب أن نذهب إلى المكسيك ؟ |
| Gelmeden önce mutluydu Buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | لقد كانت سعيدة قبل ان ننتقل يجب أن نخرج من هنا. |
| Bu kişisel karar değil. Bu bizim ailemiz. Buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | اننا لسنا أعمال تجارية، اننا عائلة نحن يجب أن نخرج هنا |
| Hayır, söyleyemezsin. Bence buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | . لا ، ربما لا . يجب أن نخرج من هذا الجحيم |
| Dördümüz bir ara bir şeyler içmeye gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج نحن الأربعة لنحتسي شراباً ذات مرة |
| Buradan gitmeliyiz. Bu işi iyi düşünmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا يجب أن نفكّر بما سيحدث |
| Bu işin düzgün bitmesi imkansız. gitmemiz gerek. | Open Subtitles | هيهات أن ينقضي هذا الأمر على خير، يجب أن نخرج من هنا |
| Acılar dünyasında yaşıyoruz. Buradan defolup gitmemiz gerek. | Open Subtitles | نحن في عالم من الأوجاع، يجب أن نخرج من هنا |
| Nefes bile alamıyoruz. Buradan hemen çıkmalıyız. | Open Subtitles | نحن حتى لا نستطيع أن نتنفس يا رجل يجب أن نخرج من هنا |
| Pekâlâ, dinleyin, buradan çıkmamız lazım. | Open Subtitles | لابأس،اسمع ، يجب أن نخرج من هنا ، حسنا ؟ |
| Gelen Nakliye Kamyonu! - Buradan hemen çıkmak zorundayız. | Open Subtitles | إنها شاحنة التحرك يا وودى يجب أن نخرج من هنا |
| - Otobana çıkmamız gerek. - Hayır! Otobana çıkmak yok. | Open Subtitles | يجب أن نخرج للطريق السريع لا, لا مزيد من الطرق السريعة |
| gitmek zorundayız. Buradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نرحل, يجب أن نخرج من هنا |
| Haydi. Hayatım, buradan çıkmamız gerekiyor. | Open Subtitles | هيّا حبيبتي , يجب أن نخرج من هنا , موافقة؟ |
| Bir gece dışarı çıkıp neler bulacağız bakmalıyız. | Open Subtitles | ـ يجب أن نخرج ذات ليلة ما ونرى ماذا سنجد |
| Gidelim, çocuklar yukarı çıkıyoruz! | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا هيا بنا ايها يارفاق ، نحن نصعد |
| Bu insanları buradan çıkarmalıyız. Herkesin gitmesi gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن نخرج الناس من هنا أسرعوا للخارج بسرعة |
| - Enerji artışı devam ediyor, efendim. - Silahlara enerji yüklüyorlar. Albay, buradan gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | تراكم طاقة يستمرّ، سيدى انهم يذخروا اسلحتهم عقيد، نحن يجب أن نخرج من هنا |
| Buradan çıkmamız gerek. Çıkalım. Ben toplanmaya başIıyorum, Haşmetmeapları. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا بدأت فى إعداد الحقائب يا صاحب السمو الأساسيات فقط |
| Bu davadan bir an önce kurtulmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من تلك القضية بأسرع ما يمكننا |