| Bunu yapmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | هل يجب أن نفعل ذلك الآن ؟ |
| Şey, sanırım Bunu yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | أحسب أننا لا يجب أن نفعل ذلك |
| Yani, bence eğlenceli olabilir. Bunu yapmalıyız. | Open Subtitles | أعني , أعتقد بأن الأمر سيكون مُمتعاً يجب أن نفعل ذلك |
| Bunu yapmak zorundayız biliyorum, ama beni çok incitiyor. | Open Subtitles | وأنا أعلم أننا يجب أن نفعل ذلك ، لكن هذا حطم قلبي. حسنا. |
| Bunu yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نفعل ذلك. |
| Bilmiyorum, o yüzden bu işi hızlıca halletmeliyiz. | Open Subtitles | لا اعرف؛ هذا سبب في أننا يجب أن نفعل ذلك بسرعة |
| Bu yapılabilir. Bunu ekonomik olarak yapabiliriz. Etik olarak bunu yapmamız lazım, yaşam kalitemiz için bunu yapmamız lazım. | TED | إنه في متناولنا. يجب أن نفعل ذلك من أجل الإقتصاد. من أجل الأخلاق. و من أجل حياة أفضل. |
| Düşününce, sanırım yapmalıyız. | Open Subtitles | بل يجب أن نفعل ذلك. |
| Bunu yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن حقا لا يجب أن نفعل ذلك |
| - Bunu yapmak zorunda değilsiniz! | Open Subtitles | أنت لا يجب أن نفعل ذلك! من فضلك! |
| - Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | - لا... يجب أن نفعل ذلك. |
| Bence Bunu yapmalıyız Siz çocukların şekli şemali oldukça yerinde | Open Subtitles | نحن سحب هذا قبالة! وأعتقد أننا يجب أن نفعل ذلك. فإنه يمكن أن يكون متعة. |
| - Bunu yapmalıyız, saklanmayı bırakalım. | Open Subtitles | أنا... نحن يجب أن نفعل ذلك لنتوقف عن الإختباء صحيح |
| Bunu yapmak zorundayız. | TED | يجب أن نفعل ذلك. |
| Bunu yapmak zorundayız, biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف بأنه يجب أن نفعل ذلك |
| Şu işi hemen halletmeliyiz! | Open Subtitles | يجب أن نفعل ذلك الآن |
| Hayır, hayır. Bunu yapmamız lazım. | Open Subtitles | لا ، لا ، يا رجل لا ، يجب أن نفعل ذلك ، حسنا ؟ |
| Düşününce, sanırım yapmalıyız. | Open Subtitles | بل يجب أن نفعل ذلك. |