| Sanırım, trafik azalana kadar burada beklemeliyiz. Tanrım, Londra'dan nefret ediyorum! | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أننا يجب أن ننتظر هنا حتى تخفف حركة المرور |
| John Rolfe'un yerlilerin şefi ile dönmesini beklemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ننتظر حتى يعود جون رولف مع رئيس هؤلاء الهنود. |
| Etrafta bir sürü çöl adamı var, çok tehlikeli. Sabaha kadar beklemek zorundayız. | Open Subtitles | انه خطير جدا مع كل هؤلاء الناس حولنا يجب أن ننتظر حتى الصباح |
| Ama düzgün görünmesi için etrafındaki otların büyümesini beklemek zorundayız. | Open Subtitles | لكن يجب أن ننتظر نمو الأعشاب الضارة حتى تظهر ظهوراً مناسباً |
| Öyle bile olsa hamle yapmasını beklememiz lazım. | Open Subtitles | حسناً, لو كانت هي يجب أن ننتظر لتقوم بشئ ما. |
| Söz konusu isyancıların suçu kanıtlanana kadar beklememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن ننتظر حتى يُثبت أن المتمردين مذنبين ؟ |
| - FBI'ı ve adli tabibi beklememiz gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن ننتظر المباحث الفيدرالية و الطبيب الشرعي |
| -Arabayı beklemeyecek miyiz? | Open Subtitles | ألا يجب أن ننتظر خدمة التوصيل؟ |
| Aslında Ay'ı beklemeliyiz, biraz aydınlanır ortalık, ve yola devam edebiliriz... | Open Subtitles | يجب أن ننتظر طلوع القمر سيصبح المكان أكثر إضاءة وسنتمكن من الذهاب |
| - Tedaviler arasında beklemeliyiz, yoksa yarardan çok zararı olur. | Open Subtitles | إذن إفعل يجب أن ننتظر بين الجلسات و إلا سيكون الضرر أكبر من العلاج |
| Evet, Haklısınız. Açılış gecesine kadar beklemeliyiz. | Open Subtitles | نعم، أنت محق يجب أن ننتظر حتى ليلة الإفتتاح |
| Beynindeki nanitleri yeniden programlayıp o bağlantıyı değişimleri yüklemesi için kullanabilirim ama tüm Çoğalıcıları aynı anda etkilemesi için bir sonraki birleşimi beklemek zorundayız bunun ne zaman olacağını da hiç bilmiyoruz. | Open Subtitles | أستطيع أن أبرمج الوحدات المجهرية في دماغك وأستعمل الوصلة لرفع التغيرات لكن يجب أن ننتظر الإندماج القادم |
| Sabit basınç solucan deliğini aktif kalmaya zorluyor, yani bir Yıldız Geçidinin açık kalabileceği maksimum süre kadar beklemek zorundayız. | Open Subtitles | الضغط المستمر يجبر الثقب الدودي أن يبقى نشط مما يعني أننا يجب أن ننتظر كل الوقت الذي يمكن أن تبقى البوابة فيه مفتوحة |
| Çocuk kaçırma diyorlar, beklemek zorundayız. | Open Subtitles | يعتقدون بأن الأمر اختطاف، ولكن يجب أن ننتظر |
| Bir bok göremiyorum. Arabayı indirmek için yarına kadar beklememiz lazım. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أرى في الظلام يجب أن ننتظر ليوم غدٍ لإخراج السيارة من هناك |
| Hayvanları Koruma Derneği'ni beklememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن ننتظر منظمة الإنسانية أولاً؟ |
| Rodrigo adında birini beklememiz gerekiyor. | Open Subtitles | الآن يجب أن ننتظر رجل يدعى روردريجو |
| Karanlık çökene kadar beklemeyecek miyiz? | Open Subtitles | ألا يجب أن ننتظر حتى الظلام ؟ |
| Herkes gidene kadar beklesek iyi olur. | Open Subtitles | ربّما يجب أن ننتظر حتى يغادر كلّ شخص. |
| Bak, tek dediğim eğer etrafta vahşi bir hayvan varsa, durum hakkında bir şeyler öğrenmek için biraz daha beklememiz gerekmiyor mu? | Open Subtitles | اسمعي, إن كان هناك حيوان مفترس هنا ألا يجب أن ننتظر قليلا حتى نعرف أكثر عن الوضع |
| Bence bu yeni iş nasıl gidecek bekleyip onu görmeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد ربّما يجب أن ننتظر ونرى بكم يعود على هذا العمل. |
| Yapmak istediklerim ve yapabileceklerim... farklı şeyler, o yüzden en iyisi bekleyelim. | Open Subtitles | حسنا، ما يمكن أن أعمل هو ما أودّ أن أعمله شيئان مختلفان لذا أظن أنه يجب أن ننتظر |
| Ama yine de keyif çatmak için Sığınak'ı beklemek zorunda olmamalıyız. | Open Subtitles | ولكن مازلنا كذلك، لا يجب أن ننتظر الملاذ كي نستمتع وقتها |
| Resmi olarak evlat edinilmeme kadar beklesek mi acaba? | Open Subtitles | ربما يجب أن ننتظر حتى أصبح متبناة رسمياً؟ |