| Ekosistemleri taklit etmek amacıyla tasarlanmış bazı proje örnekleri vardir. | TED | وهناك عدة مشاريع اعتمدت هذا الاسلوب الذي يحاكي العملية البيولوجية |
| Çok merkezli bir diz ve bu da mekanizma demek, dört çubuklu mekanizma. Doğal insan dizini taklit ediyor. | TED | وهي ركبة صناعية متعددة المراكز، وكل هذا يعني أن طريقة عملها يكون بواسطة أربع قضبان بشكل يحاكي الركبة البشرية الطبيعية |
| Eğer bunu başarabilirsek, Hollywood'u taklit edebilirsek, doğrusu 3B üretime çözüm bulabilirdik. | TED | لذلك لو استطعنا سحب هذا الشئ خارجا، بشكل يحاكي هوليوود، فأنه يمكننا في الحقيقه نباشر التصنيع ثلاثي الأبعاد. |
| Bu yüzden bu fiziğe benzeyen bir ışık kodu yazdık -- önce suyun görünürlüğü ve sonra renge ne olduğu. | TED | لذلك، رمزّنا ضوءا يحاكي قوانين الفيزياء-- أولا، وضوح الماء، ثم ما يحدث مع اللون. |
| Hepatit A'ya benzeyen tek bir şey vardır Hepatit A. İyi iş. | Open Subtitles | يوجد شيء واحد يحاكي فيروس الكبد "إيه"... فيروس الكبد "إيه" أحسنتِ صنعاً |
| Bu su akışı, hayatımızdaki kan akışını taklit eder. | TED | يحاكي تدفق الماء هذا تدفق الدم في الحياة. |
| Yani bu, sanatı taklit eden hayatın, hayatı taklit etmesi. | Open Subtitles | أعني, أن الحياة تحاكي الفن الذي يحاكي الحياة |
| Eşler birbirlerinin hareketlerini taklit eder. | Open Subtitles | التي يحاكي فيها أحد الشريكين أعمال الآخر |
| Bilim adamları böceğin sıra dışı süper kızılötesi algılayıcılarını taklit ederek, orman yangının ilk işaretlerini havadan tespit etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | يحاكي العلماء الآن حاسة الخنفساء المفرطة الفريدة تحت الحمراء لرصد أولى بوادر نيران الغابة من الجو. |
| Bu hastalık plasentayı etkileyip gebeliği taklit eder ayrıca yüksek tansiyon ve vajinal kanamaya neden olur. | Open Subtitles | مما يؤثر على المشيمة و يحاكي الحمل و يتسبب بارتفاع ضغط الدم و النزف المهبلي |
| Çünkü kurşun vücudumuza girdiğinde büyüyüp gelişmek için hücrelerimizin ihtiyaç duyduğu bakır ve demir gibi metalleri taklit eder. | Open Subtitles | لإنه حينما يدخل الى أجسامنا يحاكي معادن أخرى كالزنك والحديد وتحتاج خلايانا هذه المعادن لتنمو وتزدهر |
| Bu sefer yerine geçecek olan beden, senin davranışlarını taklit edecek. | Open Subtitles | هذه المرة, الجسد الاحتياطي سوف يحاكي تصرفكِ |
| Çoklu sertleşmenin belirtilerini taklit edebilen doğal bir toksin. | Open Subtitles | سُم طبيعي يمكن أن يحاكي أعراض تصلب الشرايين |
| Sinir sistemine ulaştığında kalsiyumun normal işlevlerini taklit ederek ve bozarak öğrenme bozuklukları ve yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına yol açar. | TED | بمجرد دخولها للجهاز العصبي، يحاكي الرصاص ويعطل وظائف الكالسيوم، مما يتسبب بأضرار تتراوح بين صعوبات التعلم إلى إرتفاع ضغط الدم. |
| Tam temsilî, birebir sanal gerçeklik laboratuvarı simülatörü oluşturmaya başladık, öğrencilerin matematiksel denklemlerle gerçek laboratuvarda olanları taklit ettikleri deneyler yapabilecekleri bir simülatör. | TED | وضعنا أساساَ لبناء ما يحاكي بشكل كامل،و جزء بجزء، مختبر الواقع الافتراضي ، حيث يمكن للطلاب إجراء التجارب مع المعادلات الرياضية التي من شأنها محاكاة مايحدث في مختبر العالم الحقيقي. |
| RB: Aslında robot gülümsüyor, kadın da gülümsemeyi taklit ediyor. | TED | رودني: إنه يبتسم. إنه يحاكي الإبتسامة. |
| Kiskadee sinek avcısı kuşun sesini taklit ederler. | TED | يحاكي صوت صائد الذباب كاسكيدي |
| Yani teoride Hepatit A'ya benzeyen bir şey bulursak-- | Open Subtitles | لذا نظريّاً، لو أمكننا إيجاد شيء يحاكي فيروس الكبد "إيه"... |
| Serçenin kendisine çok benzeyen bir soyutlamadır bu. | Open Subtitles | يحاكي بدقة العصفور نفسه |