| Hayır, kendinin neredeyse ciddi olduğunu düşünecektin. Bu da seni korkutuyor. | Open Subtitles | لا يا حبيبى ، أنت تظن أنك جاد و هذا يخيفك |
| O Çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor. | Open Subtitles | هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك |
| Korkak yavru sincap gibi farklı olan her şeyden korkuyorsun. | Open Subtitles | مثل السنجاب الصغير الخائف أنت يخيفك أي شئ هذا مختلف |
| Sen düşmekten korkmuyorsun. Seni korkutan tırmanmak. | Open Subtitles | أنتي لستِ خائفة من السقوط ما يخيفك هو التسلّق |
| Bir şeyden korktuğun ya da paniklediğin zaman değil mi? | Open Subtitles | حينما يخيفك شيء أو يفزعك، تصرخ حينها، اليس كذلك؟ |
| Biz buraya zindan diye hitap ederiz, ama bu adın sizi korkutmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | نحن نسمي هذه الغرفه الزنزانه ولكن لا يخيفك الاسم |
| Yıllarca cezaevine tıkılabilirim. Bu seni korkutmuyor mu? | Open Subtitles | قد يزج بى فى السجن لسنوات هل يخيفك هذا؟ |
| Bu seni korkutuyor çünkü sahip olduğun tek gerçek şey benim. | Open Subtitles | و أعرف أن هذا يخيفك لأننى الشيء الحقيقى الوحيد لديك |
| Bu seni korkutuyor çünkü başaramama ihtimalim var. | Open Subtitles | ذلك يخيفك لأنك تعتقد إذا كانت هناك فرصة مواتية سأفشل |
| Çünkü aramızdaki şey ciddileşiyor ve bu seni korkutuyor. | Open Subtitles | لأن الأمور بيننا أصبحت جدية الآن وذلك يخيفك |
| İstediğini sanıyorsun, ama olduğunda da biraz korkuyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أنك تريد هذا. ولكن عندما يحدث يخيفك |
| Uzunca bir süre bu hâlde olacaksın ve korkuyorsun. | Open Subtitles | أعتقد انكِ لمدة طويلة ستكونين حيث يجب ان تكوني وأعتقد أن هذا يخيفك |
| Yüzüme baksana. Benden niçin bu kadar korkuyorsun? Sen Jessica değilsin. | Open Subtitles | انظر إليَّ ما الذي يخيفك مني بهذا القدر الكبير؟ أنت لست جيسيكا |
| Oda ceset dolu ve seni korkutan benim. | Open Subtitles | الغرفة مليئة بالجثث وأنا الشخص الذي يخيفك |
| Bilirsin, bazen seni korkutan şeyleri yapmak iyi hissettirir. | Open Subtitles | تعلمون , أحياناً من الجيد أن تفعل شيئاً يخيفك |
| Bütün o minik canların sana muhtaç olduğunu düşününce hiç korktuğun olmuyor mu? | Open Subtitles | ألا يخيفك الأمر أحياناً؟ أعني كل هؤلاء الصغار الذين يعتمدون عليك |
| korktuğun kişi Ezra mı diye düşünürdüm hep. | Open Subtitles | لطالما تسآلت اذا كان ازرا هو الشخص الذي يخيفك |
| Onun seni korkutmasına izin verme, tatlım! Kıçını tekmele! | Open Subtitles | لا تدعيه يخيفك يا عزيزتي اركليه |
| Ya da seni korkutmuyor mu? | Open Subtitles | او هذا لا يخيفك ؟ و هذا يخيفك ؟ |
| Evet, yasadışı bir nişan o, seni istiyorum korkutmak değil mi? | Open Subtitles | نعم، الإشتباك الغير مشروع لا يخيفك هذا، أليس كذلك؟ |
| Hadi ama, hiç korkmuyor musun? | Open Subtitles | أعني، هيا، ألا يخيفك هذا قليلاً؟ |
| Sen neden korktuğunu söylersen, neden korktuğumu söylerim. | Open Subtitles | سوف اخبرك ماذا يخيفني اذا اخبرتي ما يخيفك |
| Ve şimdi de babam seni korkuttu. Acınacak haldesin! | Open Subtitles | والآن والدي يخيفك .أيها البائس |
| Bu seni korkutuyorsa üzgünüm. Ama benimle birlikte olmak istiyorsan, bunu kabullen. | Open Subtitles | واسفه ان كان هذا يخيفك ولكن ان اردت ان تكون معى فعليك التعامل مع هذا |
| - daha önce böylesini görmemiştim... - seni korkutmadı mı? - hiç görmedim ki... | Open Subtitles | انا لم ارى عضو مثل هذا من قبل هل كان يخيفك به؟ |
| Ve eğer kocan bir daha böyle bir şey yaparsa, seni korkutacak herhangi bir şey hemen beni aramanı istiyorum. | Open Subtitles | وإذا قام زوجك بأي شئ مثل هذا ...ثانية، أي شئ قد يخيفك مطلقا أريدك أن تتصلي بمكتبي فورا... |
| Bunun seni korkuttuğunu biliyorum, çünkü anneni de kaybettin. | Open Subtitles | أعلم ان هذا يخيفك لانك فقدت من قبل والدتك |