|                Bırakın bunu geliştirdiklerini itiraf etmeyi, varlığını bildiklerini bile reddediyorlar.                | Open Subtitles |                 يرفضون الإعتراف وجود المادة، أقل بكثير يعترف بأنّهم يطوّرون واحد،                | 
|                Patlayıcıları sordum ama cevaplamayı reddediyorlar.                | Open Subtitles |                 لقد سألتهم عن المتفجرات ولكنهم يرفضون الاجابه                | 
|                New York City'de, tekerlekli sandalyede olduğunuz için sizi almayı reddeden bir otobüsü durdurmak için kaç insan gerekir?                 | TED |                 كم عدد الأشخاص القادرين على إيقاف حافلة في مدينة نيويورك حينما يرفضون أن تدخلوا الحافلة لأنكم على كرسي متحرك؟                 | 
|                Şişman aktivizmiyse bu korkuya izin vermeyi reddediyor.                 | TED |                 ناشطي موضوع السمنة يرفضون تعزيز ذلك الخوف                 | 
|                Neredeydin, dede, Yahudiler Nazi Almanya'sından kaçarken ve bizim kıyılarımıza kabul edilmezken?                 | TED |                 أين كنتم، يا جدّي عندما كان اليهود يهربون من النازيين وكانوا يرفضون من شواطئنا؟                 | 
|                Geçiş ücretini ödemeyi reddediyorlar, efendim.                | Open Subtitles |                 انهم يرفضون دفع الجزية الخاصة بها,سيدى حقا ؟                | 
|                Şey,bu mahkumlar çok sinirlendiler ve düzene girmeyi reddediyorlar.                | Open Subtitles |                 لقد تمرد هؤلاء السجناء و يرفضون العودة لزنزاناتهم                | 
|                Şey, bu mahkumlar çok sinirlendiler ve düzene girmeyi reddediyorlar.                | Open Subtitles |                 لقد تمرد هؤلاء السجناء و يرفضون العودة لزنزاناتهم                | 
|                Çinliler seviye düşürmeyi reddediyorlar ve hay Allah, anlayan beri gelsin, Rusya'dan bolca boş laf duyuyoruz.                | Open Subtitles |                 حسناً، الصينيون يرفضون التراجع شكلاً ومضموناً تماماً ويصلنا المزيد من الانتقادات الروسية                | 
|                Alimler hâlâ kalan son aletiyometreyi vermeyi reddediyorlar.                | Open Subtitles |                 العلماء يرفضون تسليمنا آخر جهاز الحقيقة.                | 
|                Bizi aydınlanmaya götürmeye hazırlanan bir tanrı kendisine inanmayı reddeden herkesi yok ederek, bu ilahi güçle çelişir mi?                | Open Subtitles |                 هل يُعقل لإله يكرّس نفسه ..ليقودنا إلى درب التنوير ..أن يناقض الخير الإلهي بتدميره كل الذين يرفضون الإيمان به؟                | 
|                Vazgeçmeyi ya da hükmedilmeyi reddeden insanlara az rastlanıyor.                | Open Subtitles |                 أنت لا تقابل دائماً أشخاص يرفضون الاستسلام أو أن يتم السيطرة عليهم                | 
|                Yemek yemeyi reddeden 20 psikozlu var, neden reddettiklerini bilmeden.                | Open Subtitles |                 لى عشرون مريضاً يرفضون أن يأكلوا وليس لديهم أدنى فكرة عن السبب                | 
|                Demiryolu hala silah ya da asker taşımayı reddediyor.                | Open Subtitles |                 رجال السكة الحديد ما زالوا يرفضون نقلالأسلحة.                | 
|                En iyi Afrikan-Amerikalı komedyenler kadın kılığına girmeyi reddediyor.                | Open Subtitles |                 كل ممثلي الكوميديا السود الكبار يرفضون القيام بدور الإذلال                | 
|                Ve şimdi liberaller ve konservatifler arasındaki anlaşmazlığın düğüm noktasına geldik. Çünkü liberaller bu kaynakların üçünü kabul etmiyorlar.                 | TED |                 والآن وصلنا إلى أهم ما في الإختلاف بين الليبراليين والمحافظين . لأن الليبراليون يرفضون ثلاثة من هذه السمات .                 | 
|                Ülkenin gelişimi için yönetimin sunduğu yasaları inceler, tartışır, onaylar yada reddeder.                | Open Subtitles |                 وفيالمجلسيناقشونويمحصون.. ويوافقون أو يرفضون القوانين التي يتم رفعها إليهم ..                | 
|                Tanrının onlar için belirlediği görevlerini yapmayı reddettiler!                | Open Subtitles |                 إنهم يرفضون دفع الضرائب التى يجب أن يدفعونها يجب أن يموتوا كمثال                | 
|                Çünkü yukarıdakiler beni dinlemek istemiyorlar.                | Open Subtitles |                 لأنهم في الدوائـر العليـا يرفضون الإستماع لي.                | 
|                Erkekler içten içe hoş kızlardan nefret ediyor,muhtemelen lisede kendilerini reddettikleri için.                | Open Subtitles |                 أن الرجال يكرهون الفتيات الجميلات سراً لإنهم يرفضون مواعدتهم فى المدرسة                | 
|                Tanrının emirlerine uymayı ret ediyorlar.                | Open Subtitles |                 إنهم يرفضون دفع الضرائب التى يجب أن يدفعونها                | 
|                Ve gitmeyi reddedenler eğitim zayiatı olacak.                | Open Subtitles |                 والذين يرفضون الاستقاله فهناك تدريبات سيخوضوها                | 
|                Ama uzak... durmak istemeyen insanları uzak tutmaya devam edemezsin.                | Open Subtitles |                 لا يمكنهم إبقاء من يرفضون البقاء بالخلف في الخلف                | 
|                Onları derinden ürküten doğal bir güç olduğunu hissederler ama asıl kaynağını görmeyi reddederler.                | Open Subtitles |                 انهم يشعرون بقوة كبيرة تتسبب بخوف هائل لأنفسهم لكنهم يرفضون رؤية المصدر الحقيقي                | 
|                Vermeyi reddedenleri not alın.                | Open Subtitles |                 قم بتدوين كل تلك الذين يرفضون إعطاء العينة.                | 
|                Hepsi esit haklara sahiptir ve özgürlügü reddedenlere acinmamalidir.                | Open Subtitles |                 كلهم يمتلكون نفس الحقوق وأولئك أولئك الذين يرفضون رؤية ضوء الحرية لن يلقوا منا أي رحمة                | 
|                söylemiyorlar. Benimle onun hakkında konuşmuyorlar.                | Open Subtitles |                 يرفضون إعلامي ، لا يريدون الحديث إليّ بشأنه                |