| Ya katil otobüse biniyor ve gelişigüzel genç kadınları seçiyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان القاتل يركب الحافلة ويستهدف العاملات عشوائياً ؟ |
| Sonra da küçük emoji uçağa biniyor ve o ülkeye uçuyor. | Open Subtitles | و من ثم رمزك الصغير يركب الطائرة و يسافر الى البلد. |
| Bay Bishop'un sahip oldugu klüplerin birinde çalisiyorum, ...ve onu kurbanin kayboldugu gece somon rengi bir Honda'ya binerken gördüm. | Open Subtitles | أنا أعمل لدى السيد بيشوب في نادٍ ليلي يملكه ورأيته يركب سيارة هوندا حنطية في الليلة التي اختفت فيها الضحية |
| Benim eve dönelim ve herkes bir daha midilliye binsin. | Open Subtitles | وكل شخص بإمكانه أن يركب مرة أخرى في المهر |
| "Ha evet. Yardım istemek için arabaya binen adam değil mi o?" | Open Subtitles | نعم، أليس هو ذلك الزميل الذي كان لا بدّ أن يركب للمساعدة؟ |
| Tornado'ya binip rüzgar gibi uçacak. Kılıcı gün ışığında parlayacak. | Open Subtitles | على حصانه تورنادو، يركب مثل الريح سيفه يلمع فى الشمس |
| Sırtına maymun binmiş köpek kadar muhteşemdi. | Open Subtitles | لقد كان ذلك رائعاً بمثابة القرد الذي يركب خلف الكلب ويرتدي بنطال و سترة |
| Çok çeşit var--genç, yaşlı, siyah, beyaz, kadın, çocuk, hepsi bisiklete biniyor. | TED | التنوع الشباب القدم الابيض والاسود النساء, الاطفال الكل يركب على الدراجات |
| Ayakkabısında köpek bokuyla ekip arabasına biniyor ve hiç farketmiyor bile. | Open Subtitles | إنه يركب سيارة الدورية بمخلفات الكلاب في حذائه إنه حتى لا يراها |
| Adam üç yıldır aynı otobüse biniyor. | Open Subtitles | الرجل يركب نفس الحافلة كل يوم لمدة ثلاث سنوات |
| Buradan uzak olmayan yerde eşeğine binerken, bir aslan aniden onlara saldırmış. | Open Subtitles | كان يركب حماره فى الانحاء عندما هاجمه اسد فجأة |
| Bizim dükkanda, Jetski'ye binerken çekilmiş bir resmi var. | Open Subtitles | لدينا صورة له فى المتجر وهو يركب الدراجة المائية |
| Hemen geliyorum. Haydi bakalım, çocuklar. Pekala, herkese otobüse binsin, ve uslu dursun, tamam mı? | Open Subtitles | سآتي إليك في خلال دقيقة حسناً، الكل يركب في الباص ويلتزم الهدوء، حسناً؟ |
| Birinci sınıf bir arabaya o binmesin de kim binsin? | Open Subtitles | لماذا لا يجب عليه أن يركب هذه السيارات الفارهه |
| Dışarıdaki benekli aygıra binen uzun boylu bir adam az önce buraya mı girdi? | Open Subtitles | شخص ظخم يركب ذلك الحصان المرعب هناك هل جاء هنا قبل فترة قليلة ؟ |
| Arabaya binip yola çıkmadan önce yaklaşık üç saat güzelleşmek için vakit harcadı. | Open Subtitles | قضى ما يقرب من 3 ساعات يحاول التجمل قبل أن يركب السيارة ونذهب، |
| Eşeğe binmiş domuza benzediğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنها تبدو مثل خنزير يركب حمار |
| Bir gün, Hub Akdeniz sahilinde atına biniyordu. | Open Subtitles | فى أحد الأيام, هب كان يركب حصانه بمحاذاة شاطئ البحر الأبيض المتوسط |
| Biri, tırnaklarıyla avuç içini çeyrek santim kazıyacak kadar yumruklarını sıkmışsa muhtemelen rüyasında midilliye bindiğini görmüyordur. | Open Subtitles | أقول عندما يقبض أحد ساعديه بقوة لدرجة أن غرز أظافره في معصمه بعمق بوصة، بالتأكيد لم يكن يحلم أنه يركب حصاناً. |
| Onu canlı istiyorum. Biri benim atımla birlikte yanına iki at daha alıp yolunu kessin. | Open Subtitles | أريد الرجل الذي يركب أخف ليأخذ حصاني واثنين آخرين ويذهب من بعده |
| Daha erken yola çıkan araçlardan birine bindi. Muhtemelen bombalananlardan biriydi. | Open Subtitles | فهو لم يركب معنا فى القافلة التى غادرت قبل القصف |
| Fransa'da herkes bunlara biner Onlar için oldukça şık. | Open Subtitles | كل واحد في فرنساً يركب واحدةً إنها عصرية جداً |
| Mike o uçağa ya binecek, ya da binecek. | Open Subtitles | مآيك , سوف يركب على الطائره بطريقة او بأخرى |
| İnanılmaz ama hâlâ sanki ilk günüymüş gibi sürüyor. | Open Subtitles | إنه أمر لا يصدق ، لكنه ما زال يركب مثل كان في يومه الأول |
| Oğlun düğünde gelin arabasında oturacak. Eyvah! Buna hazır olmalısın! | Open Subtitles | ابنك يركب عربة العروس |
| Siktirsin! Başkasının arabasına kimse binmiyor artık. | Open Subtitles | لا أكترث، لا أحد يمتلك عقلاً يركب السيارة مع غريب هذه الأيام |