| Hareket istediğimi söyledim, konuşma değil. Thorn' u çalışırken görmek istiyorum. | Open Subtitles | قلت أننى أريد أعمالا لا كلمات أريدهم أن يروا ثورن يعمل |
| Üzgünüm ama benim gibi gerçek bir ikon görmek hoşlarına gidiyor. | Open Subtitles | آسف بشأن ذلك. من الجميل لهم أن يروا رمز حقيقي مثلي. |
| Bu cici çocuklar da böyle bir gösteri hiç görmediler. | Open Subtitles | الأولاد اللطفاء بالخارج لم يروا أداء مثل هذا من قبل |
| Bu adi herifler heyecanlanıyorlar ve kuyruk oluşturuyorlar, sanki daha önce hiç görmemişler. | Open Subtitles | تحمس هؤلاء الحمقى ، واصطفوا على أبوابه وكأنهم لم يروا مطعماً من قبل |
| Tanık, suçluyu tam olarak görmemiş ama koyu renk bir eşofman giyiyormuş. | Open Subtitles | الشهود لم يروا المجرم لكن قالوا أنه كان يرتدي بزة رياضية قاتمة |
| Herkesin dahil olması için de kendilerinde bir şeyler görmeleri gerek ve Green New Deal bunu yapıyor. | TED | وليتمكن الجميع من المشاركة، يجب أن يروا شيئاً ما فيه لأنفسهم، وهو ما تفعله الاتفاقية البيئية الجديدة. |
| Çünkü onların bunun gerçekliğini görmesini istiyor ve asla ama asla vazgeçmeyeceğini. | TED | لانه يريدهم أن يروا حقيقه الأمر وكيف أنه لن يستسلم أبدا |
| Ben onları geri zekalı olarak görmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لااريدهم ان يروا هؤلاء الاشخاص علي انهم حمقي |
| Üzgünüm ama benim gibi gerçek bir ikon görmek hoşlarına gidiyor. | Open Subtitles | آسف بشأن ذلك. من الجميل لهم أن يروا رمز حقيقي مثلي. |
| Demek, sadece kötü bir adamın iyi bir adamla kavgasını görmek istiyorlar? | Open Subtitles | إذاً، فهم يريدون أن يروا شخصاً جيداً.. يضرب شخصاً شريراً أليس كذلك؟ |
| Eminim müşterilerin ürünümüzün ne kadar etkili olduğunu görmek ister. | Open Subtitles | أنا مُتأكد أن عُملائك يودوا أن يروا مدي كفاءة المُنتج. |
| Bazı polis memurlarını onun evine gönderdiniz, ama bizim gördüklerimizi görmediler ve orada bakılacak daha çok şey var. | Open Subtitles | لقد أرسلتم بعض الضباط لمنزلها باكراً ولكنهم لم يروا , ما قد رأينا وهناك الكثير من الحديث فى القصة |
| Hiç birşey görmediler ama bu karanlık madde parçacıklarının kütlesi ve etkileşme güçleri hakkında limitlerin ne olduğunu anlamamızı sağladı. | TED | لم يروا شيئا ، نعم ، ولكنها بينت حدود كمية الكتلة و مقياس تفاعل جسيمات تلك المادة المظلمة. |
| Anlaşılan bu şeylerin yaklaşık yarım düzinesine... - ...birlikte katılmakta sakınca görmemişler. | Open Subtitles | واضح أنّهم لم يروا ما يمنع حضورهم للعديد من هذه المؤتمرات معاً. |
| Bu mümkün mü bilmiyorum, ama görmemişler. Belki biri görmüştür. | Open Subtitles | لا أعرف كيف يكون ذلك مُمكناً، ولكنّهم لمْ يروا شيئاً. |
| Flora Pollock daha kendine gelmedi ve abisi de bir şey görmemiş. | Open Subtitles | فلورا بولوك لا يزال فاقدا للوعي، و شقيقها لم يروا أي شيء. |
| Bunu sen bitirene kadar görmeleri gerekmez diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم يجب أن لا يروا ذلك حتى تنتهي منه؟ |
| İnsanların sizi böyle görmesini istiyorsunuz. | Open Subtitles | فهذا ما تريدين من الأخرين ان يروا في الحقيقة |
| Harika. Kapıyı açtıklarında jambonu görmelerini istiyorum. | Open Subtitles | عندما يفتحوا الباب ,اريدهم ان يروا لحم الخنزير |
| NTAC, bunun sorumlusunun onlar olmadığından emin olana kadar gün ışığı göremeyecekler. | Open Subtitles | لن يروا ضوء الشمس ثانيه حتى نتأكد انهم غير مسئولون عن ما حدث |
| Bisikletlerine atlayıp peşinden gittiler. İlginç bir şey görmeyi umuyorlardı. | Open Subtitles | فقفزوا على درجاتهم وذهبوا يتتبعوا صوتها آملين أن يروا ما يستحق رؤيته |
| Sen büyük bir bestecisin. Ve insanların bunu görmelerine izin vermen gerekiyor. | Open Subtitles | انتِ كاتبة اغاني عظيمة و يجب ان تجعلي الناس يروا ذلك |
| Çocukların sana ne yapacağımı görmesi son derece uygunsuz olurdu. | Open Subtitles | لا أعتقد إنه مناسب للأطفال كي يروا مالذي سأفعله بك |
| Bu çocuklar bugüne kadar gerçekten bir kütüphane görmedi. | TED | وبدلًا من ذلك، قالوا، هؤلاء الأطفال لم يروا مكتبة قط. |
| Normal insanlar da kaybettiklerini her yerde görüyorlar. | Open Subtitles | الأشخاص الطبيعيين يروا من فقدوهم في كل مكان أيضاً |
| Karakterim hakkında herkes daima yanılıyor, asla gerçek beni görmüyorlar. | Open Subtitles | إنهم دائما ما يخطئون فى شخصيتى لم يروا أبداً حقيقتى |
| Çatırtı, patırtı ve kütürtüyü görsünler istemiyorum orada. | Open Subtitles | لا أريدهم أن يروا " سناب وكريكل وبوب " هنا |