| Bu film, boşluk veya vakum adıyla söyleneni anlamaya nasıl başladığımızın hikayesini anlatıyor. | Open Subtitles | هذا الفيلم يروي الحكاية حول كيف بدأنا نفهم ما يعرف بالفراغ، أو الخلو. |
| Saleem anlatıyor: ''Kimim, neyim ben? Cevabım: Ben, benim yeteneğimden etkilenen dünyadaki her şey, herkesim. | TED | يروي سليم: من أنا؟ إجابتي: أنا كل شخص وكل شيء موجود في العالم تأثر بي. |
| Leroy mu? O ne yapacağını bile bilmez! | Open Subtitles | يروي لن تعرف حتى ما يجب القيام به مع ذلك. |
| Leroy eğer bir ustan olması gerekiyorsa bu Sum Dum Goy adındaki eski bir bilge olmalı. | Open Subtitles | يروي... إذا كان هو سيد... يجب أن يكون لديك... |
| Babam eskiden yatmadan önce bana onunla ilgili hikâyeler anlatırdı. | Open Subtitles | اعتاد أبي أن يروي لي قصصاً عنه قبل النوم |
| Arkadaşlarıyla saatlerce oynarken harikulade hikayeler anlatır, evinin etrafındaki kırsal kayalıklarda aşağı yukarı koşuşturur. | TED | يروي حكايات عجيبة حول اللعب لساعات مع أصدقائه وتسلق الصخور الجميلة صعودًا ونزولاً والمنتشرة حول منزله في الريف. |
| Randy, hayalet maskesi takan bir adam, hayat hikayemizi anlatan bir film sırasında iki kişiyi katletti. | Open Subtitles | "راندي", شخصٌ ما إرتدى قناع الشبح و قتل إثنين.. خلال عرض فيلمٍ يروي قصة حياتنا |
| Askerler ve kadınlar, etkileyici ve sembolik sanat çalışmaları üretiyorlardı ve her çalışma bir hikâye anlatıyordu. | TED | أعمال فنية رمزية ومشرقة صُنعت من قبل العسكريين رجال ونساء، وكل عمل فني يروي قصة. |
| Ama o buna rağmen hayatının hikâyesini anlatıp banço çalma fırsatını buldu. | Open Subtitles | تسنّى له أن يروي قصة حياته وقام بعزف البانجو، بحق الرب |
| Bu dizi, bilinen gerçeklere dayanarak son ayların hikayesini anlatmaktadır. | Open Subtitles | هذا المسلسل يروي قصة اللحظات الأخيرة إعتماداً على الحقائق التي يعرفها الجميع |
| Şu anda dünyanın başka bir yerinde başka biri bir hikâye anlatıyor. | Open Subtitles | بمكانٍ ما بهذا العالم، بوقتنا الحالي، ثمّة شخص آخر يروي قصّة |
| İnsanlar manyak hikâyeler anlatıyor. | Open Subtitles | يروي الناس مختلف القصص الجنونية. |
| Yani topladığım 18 şarkı ile yaşadığımız ilişkiyi anlatıyor. | Open Subtitles | إنه يروي علاقتنا في 18 أغنية |
| Bir sorun hikayesi anlatıyor. | Open Subtitles | إنه يروي مسألة كلامية |
| Ben Leroy Green'im. | Open Subtitles | أنا يروي الأخضر. |
| Leroy, ben gidiyorum... | Open Subtitles | يروي! وانا ذاهب الى... |
| Leroy Green. | Open Subtitles | يروي الأخضر. |
| Bir şey olduktan sonra, bir hikâye anlatırdı onu analiz eder o kelimeyi söylemekten kaçınmak için her şeyi yapardı. | Open Subtitles | شيء ما سيحدث و يروي قصّة. ثم حللّت الأمر. أي شيء لتجنّب الحديث. |
| Hikayeler anlatırdı. Şarkılar söylerdi. | Open Subtitles | .أعتاد أن يروي الكثير من القصص .وكان يغني |
| Monica'nın Şişmanlar Kampı'ndan firarını hala anlatır. | Open Subtitles | انه لا يزال يروي قصة عن كيف حاول مونيكا للهروب من مخيم الدهون. |
| Bu gelip giden genler bir hikâye anlatır. | Open Subtitles | هذا الذهاب و الإياب في الجينات يروي لنا قصة |
| Burada masal anlatan kim? | Open Subtitles | ماذا ؟ , من يروي القصّة هنا ؟ |
| Hikayeyi anlatan benim. | Open Subtitles | أنا من يروي القصة! |
| Eşinin intikamını yakaladığı Komançi kızdan nasıl aldığını anlatıyordu. | Open Subtitles | كان يروي كيف إنتقم لزوجته من هذه الفتاة من الكومانشي التي أمسكت بها |
| Bu gür sesi olan Şirin. Her zaman hikâyeler anlatıp durur. | Open Subtitles | ، هيه ، إنه السنفور صاحب الصوت الضخم . إنه من يروي أحداث القصص |
| Wang, anılarını kaleme aldığı "Hindistan'a Yolculuk" eserinde Hindistan'daki görevi sırasında yaşadığı olayları anlatmaktadır. | Open Subtitles | كتب (وانغ) مذكّرة تدعى "الرحلة إلى وسط الهند". يروي الأحداث التي حدثت أثناء مهمته إلى (الهند). لاحقًا.. |