| Seni Daha önce Hayatımda hiç görmedim. Değil mi, küçük hanım? | Open Subtitles | لم يسبق لي أن وضعت عيني عليك من قبل أيتها الشابة؟ | 
| Hayatımda imar yasasıyla ilgili bu kadar şey öğrenmemiştim. | TED | لم يسبق لي في حياتي أن تعلمت الكثير عن قانون تقسيم المناطق. | 
| Gerçek şu ki, ben bunlardan daha önce hiç kullanmadım. | Open Subtitles | إذا أردت الحقيقة ؟ لم يسبق لي أن إستعملت إحداها | 
| Onu daha önce hiç görmedim, bu o, değil mi? | Open Subtitles | اعني اني لم يسبق لي رؤيتها ولكنها هنا في الرسمة | 
| Senden asla bir talebim olmadı, ancak bu çok önemli. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن طلبتك شيئًا, لكن هذا مهم جدًا. | 
| Dürüst olmak gerekirse, Ben hiç kalkülüs dersi vermedim. | Open Subtitles | لكي أكون صادقا، لم يسبق لي أن درست الرياضيات. | 
| Şimdiye kadar Meksika'da hiç evlenmedim. | Open Subtitles | سوف يكون كالبدايه من الصفر , لم يسبق لي الزواج في المكسيك | 
| Bu dönemde Hayatımda etmediğim kadar tembellik ettim. | Open Subtitles | أن أبدأ بالخمول لمرحلة لم يسبق لي أن وصلت إليها. | 
| Hiç böyle dırdırı bol karı görmedim Hayatımda! | Open Subtitles | لم يسبق لي انى التقيت امرأة يمكن أن تتحدث أكثر من ذلك. | 
| Hayatımda tek kuruş bile para kazanmaya çalışmadım. | Open Subtitles | لم يسبق لي في حياتي حاولت كسب فلسا واحدا. | 
| Fakat, imkansız böyle birşey. Hayatımda hiç uyuşturucu kullanmadım. | Open Subtitles | حسناً، هذا مستحيل لم يسبق لي أن تناولتُ المخدّرات في حياتي | 
| Bu büyük bir anlaşma. Daha önce hiç böyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | هذا أمرٌ في غاية الأهمية لم يسبق لي وأنجزتُ عملاً كهذا مطلقاً. | 
| - Nasil bir sey oldugunu bilmiyorum. Daha önce hiç bebek dogurmadim. | Open Subtitles | لا أعلم ما احساس المخاض، لم يسبق لي أن أنجبت من قبل | 
| 5 yıldır buraya geliyorum ama daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | أقوم بذلك علي مدار خمس سنين ولم يسبق لي رؤية شيء مثل هذا | 
| Ve bir gün hoşnut olacağımız bir noktaya ulaşacağımızı, asla sorgulamadım. | TED | لم يسبق لي أن شكّكت في ذلك يوما ما، سنصل إلى مرحلة سنكون فيه راضين. | 
| Soyunma odamda asla yabancılarla görüşmem. | Open Subtitles | أتعرف , لم يسبق لي أن رأيت غرباء في غرفة ملابسي | 
| Ben hiç Oswald adında biriyle tanışmadım. Size bunu söyleyenler deliymiş herhalde. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن قابلت أحدا اسمه أوزوالد أي شخص قال لك ذلك لابد أن يكون مجنون | 
| - Şimdiye kadar hiç bir düşmana kendi mahvoluşunu görme imkânı vermedim. | Open Subtitles | لم يسبق لي حتى الآن السماح للعدو اختيار موقعه الهجومي | 
| Bu yüzden, hiçbir zaman uzun soluklu bir ilişkim olmadı. | Open Subtitles | لهذا لم يسبق لي وأن كنت في علاقة طويلة الأمد | 
| Ama neden böyle yapıyor ki? Ben onunla hiç tanışmadım. | Open Subtitles | لا اعرف السبب رغم اني لم يسبق لي ان قابلتها | 
| Aslında insanların en çok korktuğu on şey listelerinde buna hiç rastlamadım. O listelerde topluluk önünde konuşma veya ölüm vardı. Eminim yardım istemek de o listelerde olmalı. | TED | إلاّ أنني لم يسبق لي أن رأيتها تندرج ضمن إحدى قوائم الأشياء العشر التي يهابها الناس كالتحدث أمام الحشود والموت لكنني على اقتناع تام أن مكانها إحدى هذه القوائم. | 
| çok kısa süreliğine olsa dahi hiç yalnız yaşamamıştım, Ve bütün gece boyunca yanımda horlayan deniz aslanlarıyla birlikte hiç uyumamıştım. | TED | ولم يسبق لي العيش بمفردي لأي فترة من الوقت ولم يسبق لي أيضاً النوم مع الفقمات التي تغط إلى جانبك طوال الليل |