| Hataları her neyse bu şekilde Ölmeyi hak etmemişti. | Open Subtitles | وأياً كانت عيوبه ، فهو لم يستحق أن يموت بهذه الطريقة |
| Ama neden olursa olsun Ölmeyi hak etmediğini biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنه لم يكن يستحق أن يموت من أجل ذلك. |
| Böyle Ölmeyi hak etmiyor. Kimse hak etmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يستحق أن يموت بهذه الطريقة لا أحد يستحق ذلك |
| Hiç kimse öyle Ölmeyi hak etmez. | Open Subtitles | لايوجد أحد يستحق أن يموت بهذا الشكل |
| O Kırmızı Ceketliler Ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | كل جندى ملعون فيهم يستحق أن يموت. |
| Hayal kırıklığı olduğunu, bir evi olmadığını ve Ölmeyi hak ettiğini söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه كان فاشل، أنه لا يستحق أي منزل أنه يستحق أن يموت |
| Neye karışmış olursa olsun Ölmeyi hak etmedi. | Open Subtitles | ومهما كان متورط في، وقال انه لا يستحق أن يموت. |
| Ölmeyi hak eden birini bağışladın mı? | Open Subtitles | هل قُمت من قبل بتجنيب شخصاً ما يستحق أن يموت من القتل ؟ |
| - Yaptığından dolayı Ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنه يستحق أن يموت نتيجة لما فعله |
| Bu şekilde Ölmeyi hak etmedi. | Open Subtitles | لا يستحق أن يموت على هذا النحو |
| Olabildiğince insancıl yollardan Ölmeyi hak ediyor bence. | Open Subtitles | فإنه يستحق أن يموت كما إنسانية ممكن. |
| Her ikisi de Ölmeyi hak etti. | Open Subtitles | كلاهما يستحق أن يموت. |
| Kimse yalnız başına Ölmeyi hak etmez. | Open Subtitles | لا أحد يستحق أن يموت وحيداً |
| Ölmeyi hak etmemişti. | Open Subtitles | لم يكن يستحق أن يموت |
| Kimse bakire Ölmeyi hak etmez. | Open Subtitles | لا أحد يستحق أن يموت وهو بكِر |