| Evinde, rahat bir şekilde dinleniyor. | Open Subtitles | حسنٌ، تلك الأنباء السارة. إنه في المنزل، يستريح بيسرٍ. |
| Gemi direğini asarken kaslarını zorlamış, yattı dinleniyor. | Open Subtitles | لقد أرهق جسمه وهو يركب السارية إنه يستريح علي السرير الآن |
| Rahatca dinleniyor, ya da öyle diyorlar. Eğer öyleyse, gerçekten o bir tane. | Open Subtitles | يستريح بشكل مريح ، أو هكذا يقولون وإذا كان ذلك صحيحا ، فهو الوحيد |
| Hastayı odasına götürün dinlensin. | Open Subtitles | الأفضل أن يؤخذ إلى غرفته الآن وندعه يستريح |
| Madem ki dediğin gibi "en iyisi yarış arabası" neden dinlenmesi gerekiyor, ha? | Open Subtitles | إذا كان كما تقول أفضل سيارة فلماذا عليه أن يستريح ؟ |
| Şu anda odasında dinleniyor ve asla ve kat'a rahatsız edilmemeli. | Open Subtitles | انه يستريح في غرفتة ولايجب ابداً ازعاجه. |
| dinleniyor ve ülke yönetimine odaklanıyor. | Open Subtitles | إنه يستريح ويُركز على أعمال إدارة البلاد |
| Sadece yeni bir yaşamı beklemek üzere dinleniyor. | Open Subtitles | أنه يستريح منتظرا مجي حياه جديده |
| Şu anda dinleniyor ve endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنه يستريح الآن, وليس هناك داعِ للقلق |
| Kocaman, ölümcül silah koleksiyonunu parlattı tabii, dinleniyor. | Open Subtitles | إنه يستريح بعد تلميع مجموعته الكبيرة من السيوف القاتلة! |
| Arka tarafta dinleniyor galiba. | Open Subtitles | أوه ، إنه يستريح في الخلف أعتقد ذلك |
| Selam millet, ben Dr. Jeff. Lou şu anda dinleniyor. | Open Subtitles | "مرحبا يا رفاق أنا الدكتور "جيف إن "لو" يستريح |
| Hayır, biz gidelim ki ağabeyim iyice dinlensin. | Open Subtitles | كلا ، نحنٌ يجب ان نغادر ونخبر هيونج أن يستريح جيداً |
| dinlensin ya da dinlenmesin onu hemen görmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج لرؤيته الآن، يستريح أو لا يستريح. انظر، أنا آسف حقا، ولكن... |
| Onu dinlenmesi için geri götürün. | Open Subtitles | خذوه إلى المنزل واجعلوه يستريح هناك |
| - Biraz dinlenmesi gerek. Bedeni kendini toparlasın... | Open Subtitles | إنه يحتاج إلى الراحة حتى يستريح جسمه |
| Daha rahat olsun diye oraya bir kutu koydum. | Open Subtitles | فوضعنا صندوق خشبي أسفله حتي يجلس عليه و يستريح |
| Çünkü o zaman insanın günleri hep dert, emeği keder oluyor, geceleri bile yüreği rahat etmiyor. | Open Subtitles | من أجل أيامه المحزنة، و عمله البائس. حتى في الليل قلبه لا يستريح. |
| Evet, sadece uyuyor. Bırakalım dinlensin. | Open Subtitles | نعم , انه نائم فحسب سوف ندعه يستريح |
| Yalnız, dikkatli davranın kendisine. Kocam istirahat ediyor. | Open Subtitles | يجب على المرء أن يكون حذرا في هذه الأيام زوجي يستريح |
| Lauren, ...eğer o huzur içinde olmazsa, sen nasıl olabilirsin ki ? | Open Subtitles | لوران كيف لك أن تستريحي اذا هو لم يستريح ؟ |
| Yolculuğunuzu tamamlamanızın daha akıllıca olacağını düşündüm. Kafileniz dinlenir. | Open Subtitles | ظننتُ أنه من الحكمة أن تكملوا رحلتكم، وتدعوا موكبكم يستريح. |
| # Arkanıza yaslanın ve öykümü dinleyin,... # # ...bu ıssız adada, bu ufak geminin üzerinde... # # ...başlamış olan öykümü. # | Open Subtitles | يستريح ويسمع حكاية , حكاية سفرة حاسمة... ... ذلكالمبدوءعلى هذه جزيرة الصحراء... ... علىمتنهذه السفينةالصغيرةجدا... |