| Saat sabahın altısı hasta uyanıyor ve gördüğü ilk şey- | Open Subtitles | اذن الساعة 6 صباحا المريض يستيقظ و اول ما يراه |
| Adamın biri sabah uyanıyor ve dev bir hamam böceğine dönüşmüş. | Open Subtitles | قال الرجل يستيقظ في صباح أحد الأيام وتحول إلى صرصور عملاق. |
| Doktor Crane uyanmadan önce seni buradan çıkarmam lazım. Tamam. | Open Subtitles | يجب علينا إخراجك من هنا قبل أن يستيقظ الدكتور كرين |
| bebeğim Uyandığı zaman l istiyorum evde. | Open Subtitles | هل تستطيع الاهتمام بهم لأجلى ؟ أريد أن أكون فى المنزل عندما يستيقظ طفلى |
| Ve şimdi o da hayallerinden biri gerçekleşmiş olarak uyanacak. | Open Subtitles | و الآن سوف يستيقظ ليجد واحدة من أحلامة تحققت أيضاً |
| Sonra onu bir hastaneye yatırdım ve bir daha uyanmadı. | Open Subtitles | لذا أرستله إلى المسـتشـفى ولم يستيقظ مجدداً |
| Ama sarsıntı geçirdiği için Kendine gelene kadar beyninde ne olduğunu bilemeyiz. | Open Subtitles | حتى يستيقظ, لا أحد يعلم ما يحدث داخل مخه |
| İki kişi yatakta televizyon izleyin, eşiniz ya da bir başkası, yanınızda, uykuda, duymayacak, uyanmayacak. | TED | تجلس في السرير الساعة الثانية صباحا وتشاهد التلفزيون زوجتك أو شخص ما إلى جانبك يغط في النوم لن يسمع صوت التلفاز و لن يستيقظ |
| uyanıyor. Uykulu, başından çok şey geçmiş. | TED | يستيقظ. فى حالة نعاس, مر بالكثير من الأحداث. |
| Her sabah babası inşaat işinde çalışabileceği umuduyla uyanıyor ve iyi bir ayda 50 dolar kazanabiliyordu. | TED | و في كل صباح، يستيقظ أبوها على أمل أن يحظى بعمل في مجال البناء، و في أحسن الأحوال، يكسب 50 دولاراً في الشهر. |
| İnsanlar her sabah uyanıyor ve yoksulluk umurlarında değil. | TED | يستيقظ الناس في الصباح. لا يكترثون بالفقر. |
| uyanmadan önce anahtarları pantolonuna geri koy. | Open Subtitles | أحضرى المفاتيح من سرواله واخرجى من هناك قبل أن يستيقظ |
| Ama Jake uyanmadan tekrar çıkman gerek. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تكون العودة من قبل جيك يستيقظ. |
| Şu herif Uyandığı zaman derhal buradan siktir olup gidecek. | Open Subtitles | وعندما يستيقظ هذا الوغد يجب أن يُغادر المكان |
| Her gün dinliyoruz, ve umuyoruz ki bugünlerle Nisan arasında bir yerde sonda tekrar uyanacak. | TED | فنحن نسمع كل يوم، ونأمل أنه في وقت ما بين اليوم وشهر أبريل، سوف يستيقظ المسبار من سباته. |
| - Babam düştü ve bir daha uyanmadı. | Open Subtitles | متأكدة من ان شخص ما سيساعدك سقط ابى ولم يستيقظ |
| 48 saat içinde Kendine gelmezse... beyin hasarını test edeceğiz. | Open Subtitles | ولكن اذا لم يستيقظ فى اليومين التاليين علينا ان نجري فحوص لنري اذا تضرر دماغه |
| - Asla uyanmayacak. - Bu sabah bana çekmiş. | Open Subtitles | لن يستيقظ قط يرعانى هذا الصباح |
| - O uyanınca her şeyin yoluna gireceğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أن الأمور ستعود طبيعية عندما يستيقظ ؟ |
| Asla "uyanmıyor". 90 dereceden büyük açılara sahip geniş açılı üçgen normal bir şekilde uyanıp büyümeye devam ediyordu. | TED | لا يستيقظ مُجددًا. أما المُثلث المُنفرج الزاوية، الذي أحد زواياه أكبر من 90 درجة، ينشط مُجددًا ويستمر بالنمو. |
| Dışarıda biri bu sabah uyandı ama üç numara olacağından haberi yok. | Open Subtitles | هنالك شخص ما يستيقظ حالياً وهو لا يعرف أنّه سيكون المقتول الثالث. |
| Geceleri kalkar. Her gün cebinden farklı şeyler olur. | Open Subtitles | إنه يستيقظ ليلا و في كل يوم تجد شيء مختلفا في جيوبه. |
| Tüm raporları uyanır uyanmaz Führer'e sunacağım. | Open Subtitles | سأبلغ الفوهرر بكل هذه التقارير عندما يستيقظ |
| - Sonuçta uyanabilir. | Open Subtitles | ولكنه من الممكن ان يستيقظ فماذا ستكون العلامات؟ |
| Küçük insan kalktığında ve gerçekçe , büyükçe,biz büyük insanlarız. | Open Subtitles | عندما يستيقظ الناس الصغار ويتحدون مع بعض نحن إنسان كبير |
| Bir gün kalkıp da ırkçılığı bırakmıyoruz. | TED | لا يستيقظ المرء يوما ما معافا من العنصرية. |