| - Havalandırma sızdırıyor. - Şuradakileri sıkın. | Open Subtitles | نظام التبريد يسرب ثبت السدادات بالأسفل هنا |
| İçerden biri sızdırıyor olmalı. sızdıran ben değilim. | Open Subtitles | إنه من الداخل لابد أنه شخص من الدخل يسرب المعلومات |
| Şato tesisatçılarının istilasına uğramış durumda. Hendekte sızıntı var. | Open Subtitles | السباكين فى القلعة الآن الخندق المائى يسرب بشدة |
| sızdıran bu kutuya daha çok para, daha çok yardım yağdırmamız... ...gerektiğini düşünen kişiler var. | TED | هناك أناس يعتقدون أنه ينبغي ضخ المزيد من الأموال ، مزيد من المساعدات إلى هذه الوعاء الذي يسرب. |
| Şu kişi, bilgi sızdırdığını söylediğin kişi. | Open Subtitles | ذاك الشخص، الذي تقول إنه يسرب المعلومات.. |
| Çişi kenardan akar | Open Subtitles | سوف يسرب السائل من الأجناب |
| Duş bir yıldır su akıtıyor, kimse tamir edemedi. | Open Subtitles | صنبور الدش يسرب الماء منذ عام ولا أجد أي شخص ليصلحه |
| Çarpışmadan sonra sadece bir yörünge manevra motoru kaldı ve yakıt sızdırıyor. | Open Subtitles | التصادم ترك لنا محرك واحد صالح وهو يسرب الوقود |
| CTU'nun içinden birileri, dışarıdaki birilerine bilgi sızdırıyor. | Open Subtitles | شخص ما من الوحدة يسرب المعلومات لشخص في الخارج |
| CTU'nun içinden birileri, dışarıdaki birilerine bilgi sızdırıyor. | Open Subtitles | شخص ما بداخل الوحدة يسرب المعلومات لشخص ما بالخارج. |
| Burası sanki bir elek gibi sızdırıyor. | Open Subtitles | هذا المكان يسرب المعلومات مثل منخل حدث أسرع مما كنا نتوقع |
| Su sızdırıyor, basıncı az her yeri bozuk. | Open Subtitles | إنه يسرب المياه ، ومكبسه ضعيف سيء بشكل عام |
| Anaokulu, altında da sızıntı yapan bir benzen tankı var. | Open Subtitles | مدرسة ابتدائية وهناك خزان بنزن يسرب تحتها |
| sızıntı yapmaya çalışan varsa durdurun. Parlak, kırmızı, D bülteni çıkarın. | Open Subtitles | لو أحد حاول يسرب الأمر للخارج اوقفوه عند حده |
| Yani buradan bir sızıntı var. | Open Subtitles | أي إنهما كانا مستعدين لذلك مما يعني أن بيننا من يسرب المعلومات |
| Disiplin Kuruluna hakkımda kimin bilgi sızdırdığını bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هل تعرفين من يسرب أخباري إلى المجلس التأديبي ؟ |
| Sadece yağmur yağdığında akar. | Open Subtitles | - انه يسرب وقت المطر. |
| Arabam yağ akıtıyor. | Open Subtitles | خزان الزيت عندى يسرب |
| Olamaz, kanka. Gömleğinden akıyor. Hayır. | Open Subtitles | إن قميصك يسرب القهوة إعتذاراتي |
| Bir süzgeçten suyun sızması gibi dünyadan da kötülük sızıyor. | Open Subtitles | العالم حرفيا يسرب الشر مثل الماء خلال الغربال |
| Gazetelerin dedikodu köşelerine pis bir şeyler sızdırıp ufak bir it dalaşı çıkarmak istiyor. | Open Subtitles | يريد ان يسرب بعض الاشياء لأعمدة القيل والقال, تعرفين يصنع قتال قطط |
| İçerden birinin bilgi sızdırdığı açık ve ortada. | Open Subtitles | من الواضح أن أحد رجالك يسرب المعلومات |
| Çok yakın bir gelecekte Tarsus bile bile bilgi sızdırırsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | أنا لن أُفاجأ بأن في المستقبل القريب جدا، أن نادى طرسوس عمدا يسرب قليلا من المعلومات للعامة |
| 2006 yılında Khalid Charmataines olduğunu ifşa ettiğin adam sana Hughes dosyasından bilgi sızdırıyordu. | Open Subtitles | بالرجوع إلى 2006 الرجل الذي كشفت أمره, خالد شارماتين كان يسرب معلومات من قضية هيوز |