Ne zaman mama versek kusuyor, öksürüyor ve rengi maviye dönüyor. | Open Subtitles | كلّما أطعمناه فانه يتقيّأ او يسعل ويزرقّ لونه |
Kendine hiç bakmıyor, katır gibi öksürüyor. | Open Subtitles | انه لا يريد أن يصبح أفضل، انه يسعل مثل الحمار. |
Aman Tanrım, zavallı adamın trenin içinde bir yerlerde öksürdüğünü duyabiliyordum. | Open Subtitles | , رباه كان يمكنني أن أسمع صوت الرجل المسكين يسعل في مكان ما داخل عربة القطار |
- Hey, onu öldürmek istememişti. - Enseme öksürüyordu. | Open Subtitles | هاي، هو لم يقصد قتله لقد كان يسعل على رقبتي |
Babam bütün gece öksürdü. | Open Subtitles | أبي كان يسعل طوال الليل |
Eğer herhangi bir şey ters giderse çok fazla öksürse bile suç senin. | Open Subtitles | أعطنا ما نحتاجه للاهتمام بـ"أنطوان" ولكن دعني أقل لك شيئاً لو حدث أي شيئ خاطئ لو انه أصبح يسعل بقوة فأنت المُلام |
Kanlı öksürüğü de hesaba katarsak organları saranlupusun 3 belirtisini de elde etmiş oluruz. | Open Subtitles | أضف حقيقة أنه يسعل دماء فلدينا ثلاثة مؤشرات للذئبة المهدد للأعضاء |
İğrençliğe bak. Öksürttün bak çocuğu. | Open Subtitles | إليكِ النتيجة، ستجعله يسعل |
Albuterol işe yaramıyor. Hasta kan öksürmeye başladı. | Open Subtitles | الألبوتيرول لا يجدي بدأ المريض يسعل دماً |
Her perşembe, aksi üvey babasıyla ve osuruk sesini öksürerek bastırabildiğini zanneden üvey erkek kardeşiyle beraber kahve içmek zorundaymış. | Open Subtitles | اعتادت على شرب القهوة كل خميس مع أبيها الغاضب وأخوها , الذي يسعل لأنه |
Hasta bayılmış geçici felç geçirmişti ama ciğerlerinden kan geldiğini söylediklerinde işler gerçekten ilginç hâle gelmişti. | Open Subtitles | لقد فقد وعيه شلل مؤقت لكن عندما اخبروني ان المريض كان يسعل دما |
öksürüyor ve ateşi çıktı. Bugün evde kalması daha iyi. | Open Subtitles | . إنه يسعل ودرجة حرارته مرتفعة من الأفضل أن يبقى في المنزل اليوم |
öksürüyor. Buraya ekip göndermen gerek. | Open Subtitles | إنه يسعل يجب أن ترسلوا فريق إلى هنا بالحال |
Ciğerleri sökülünceye kadar öksürüyor. | Open Subtitles | كان يسعل وقلبه يكاد ينفطر للخارج. |
öksürüyor. Durmadan öksürüyor. | Open Subtitles | إنه يسعل ولا يتوقف عن السعال أبداً. |
O benim arkadaşım değil. Hiç tanışmadık bile. Bir keresinde konferans bağlantısında öksürdüğünü duymuştum. | Open Subtitles | لانه ليس صديقي , لم أقابله من قبل مطلقاً أظن أني سمعته ذات مرة يسعل في مؤتمر |
Sigara yakan birisinin de öksürdüğünü duymuştu. | Open Subtitles | وشخص ما يسعل لأنهم اشعلوا السجائر |
Tiyatro açılmıştı, ama o çalışmaya devam ediyor ve sürekli öksürüyordu. | Open Subtitles | وتم افتتاح المسرح منذ مدة بسيطة, لكنه واصل البناء فيه فيما كان يسعل |
Başı ağrıyordu, çok öksürüyordu. | Open Subtitles | كيف ؟ كان يشتكي من الصداع و يسعل دائماً |
Enfekteli kanını Cameron'un gözlerine ve ağzına öksürdü... İlginç olan bu mu? | Open Subtitles | (يسعل دماء ملوثة بعيني (كاميرون و فمها، تسمي هذا شيقاً؟ |
Adamın biri sürekli üzerime öksürüp durdu. | Open Subtitles | كان هنالك ذلك الرجل الذي اخذ يسعل علي بالكامل طوال الرحلة |