| Ama bazı vakalarda, hasta bacağını kestirdikten sonra mesela, olmayan bacağın acısından şikayet ediyordu. | TED | ولكن في بعض الحالات بعد القيام ببتر ساق مريض كان المريض لايزال يشكو من الألم في القدم الغير موجودة. |
| ve ben orada oturmuş, onun kargalardan şikayet edişini, kargaların bahçesine doluşup, her tarafı mahvettiklerini dinliyordum. | TED | وكنا نجلس هناك، وكان يشكو من الغربان التي يرى أنها تحدث خراباً في كل فناء منزله. |
| Brick'i tanırsınız doktor. Pek şikayet etmez. | Open Subtitles | انت تعرف بريك يا دكتور انه نادرا ما يشكو |
| Bir müzik parçasının çalıntı olduğunu şikâyet etmiştir. | Open Subtitles | الذي أراد أن يشكو له سرقة احدى مقطوعاته الموسيقية |
| Göğüs ağrısından şikayetçi, serum taktık. | Open Subtitles | يشكو من ألم في الصدر، تم فتح المجرى الوريدي.. |
| Brick'i tanırsınız doktor. Pek şikayet etmez. | Open Subtitles | انت تعرف بريك يا دكتور انه نادرا ما يشكو |
| Her şeyi olduğu gibi kabul ederdi kimsenin ne olursa olsun şikayet etme, karışma hakkının olmadığını düşünürdü. | Open Subtitles | لقد كان يتقبل كل شئ كما هو لقد كان يعتقد أنه ليس من حق أى فرد أن يشكو أو يتدخل فى شئ بأى حال |
| Sizi herkes tanıyor. Siz babamın şikayet ettiği insansınız. | Open Subtitles | الجميع يعرفك أنت الرجل الذى كان والدي يشكو منه |
| Serseriler hiç "Yine mi çorba?" diye şikayet ediyorlar mı? | Open Subtitles | هل يشكو المتشردون أبدا ؟ , "حساء مرة أخرى" ؟ |
| Harold gelip o adamı şikayet etti ama arkamı dönene kadar gitmişti. | Open Subtitles | اقترب هارولد يشكو عن الرّجل لكنّ بالمرّة التي دوّرتها من كلّ جانب, لقد ذهب |
| Dostum, personele dağıttığımız şu telefonlar var ya kimileri şikayet etti iki numara aynı anda aranıyormuş. | Open Subtitles | للعاملين لمراقبتها بعضهم يشكو أن الاتصال يتم برقمين فى آن واحد |
| Ritz Dans Salonu 1989'dan beri boş ama biri yüksek sesli müzik konusunda şikayet etmiş 1940'ların müziği. | Open Subtitles | قاعة رقص الريتز إنها مهجورة مذ عام 1989 لكن أحدهم يشكو من صوت الموسيقى الصادر منها موسيقى من الأربعينات |
| Sorununu paylaş, sorununla yüzleş ve şikayet etme. | Open Subtitles | خذي حظك من المتاعب ، ومواجهته لا يشكو لا |
| Bu şehirde bunu şikayet etmeden yapmaktan... çok mutlu olacak bir sürü adam var. | Open Subtitles | هنالك العديد ن الرجال في هذه المدينة سيكونون أكثر من مجرد سعيدين بعمل ذلك بدون أن يشكو |
| Mektuplarında yapmak zorunda olduğu yolculuklardan şikayet eder. | Open Subtitles | كان يشكو بشدة في خطاباته من الأسفار التي يجب أن يقوم بها |
| Yarattığın bütün güzelliklerden mahrum olup asla şikâyet etmeyen kişi. | Open Subtitles | .. الذى حرمتيه من مباهج الدنيا ، ولم يشكو |
| Brad hep eski t-shritlerle uyumamdan şikâyet ediyor. | Open Subtitles | براد يشكو دائما حول قمصاني التي انام بها |
| İlk defa birisi benden çok çalıştığım için şikayetçi oluyor. | Open Subtitles | هذه أوّل مرّة يشكو فيها أحدهم بأنّي أقوم بالكثير من العمل. |
| 55 yaşında erkek, göğüs daralmasından şikayetçi. | Open Subtitles | ذَكَر , عمره 55 عاماً , يشكو من ضيق في الصدر |
| Peki, senin hakkında şikayette bulunmuş ve geri çekilmeni istiyor. | Open Subtitles | أنه يشكو منكي ويريدكِ أن تكفي عن ملاحقته. |
| Nesi varmış? | Open Subtitles | حسناً ، مما كان يشكو إذاً؟ |
| Altı yaşında, ama Benjamin Button Hastalığı var. Hey, kim beni ağaca tırmanırken görmek ister? | Open Subtitles | ست سنوات، ولكنَّه يشكو مرض "بنجامين بوتون". |
| Bacağında birkaç gün önce olan kesikten yakınıyordu. | Open Subtitles | كان يشكو من جرح في قدمه |