Yapma, adam kafadan sakat zaten. Hiç bir bok bildiği yok, bir tehdit bile değil... | Open Subtitles | بربك ، إن الرجل مريض عقلياً ، إنه لا يعلم أي شيء ، انه لا يشكّل تهديداً |
İnsana benzer makineleri zamanda geri yollayıp ona karşı tehdit oluşturan herkesi etkisiz hale getiriyor. | Open Subtitles | يُرسل آليّين على هيئة بشريّة عبر الزمن، لتصفية أيّ أحد يشكّل تهديداً |
Kabul edelim, tahminimizden daha büyük bir tehdit. | Open Subtitles | أعتقد أنّ علينا إدراك أنّه يشكّل تهديداً أكثر ممّا تصوّرناه |
Bir hasta tehdit savuruyorsa bu konuda daima endişelenmelisiniz. | Open Subtitles | مريض يشكّل تهديداً ينبغي عليكما الإهتمام دائماً |
Kitabı milli güvenlikleri için tehdit görüyorlardı. | Open Subtitles | ظنّوا أن الكتاب كان يشكّل تهديداً لأمنهم القومي. |
Endişelenmene gerek yok. O bir tehdit oluşturmuyor. | Open Subtitles | اسمع ، لا داعي للقلق إنه لا يشكّل تهديداً |
Sayıca üstünlük ve ateş gücü bizde. Sterling bizim için tehdit değil. | Open Subtitles | لدينا العدد وقوّة النيران (ستيرلينغ) لا يشكّل تهديداً لنا |
Teddy bir tehdit değil. Bunu tüm kalbinle biliyorsun. | Open Subtitles | (تيدي) لا يشكّل تهديداً لك أنت تدرك ذلك |