| Genç kadınları ciğerlerini patlatırcasına çığlık atarken gördüğümüzde düşünmeye şartlandığımız yargıları gözden geçirsek nasıl olur? | TED | ماذا لو أعدنا النظر في الأحكام التي قد قيدت شعورنا عندما نرى نساء صغيرات يصرخن من الحماس؟ |
| Yalnız bu ayrıcalıklı fahişelerin çığlık attığını görmek için bile tüm bunları yapardım. | Open Subtitles | انني سوف اقوم بهذا كله فقط لكي تري هولاء المميزات الحقيرات يصرخن |
| Onun konserlerinde kaç kızın çığlık attığını biliyor musun sen? | Open Subtitles | أتعرفين كثرة الفتيات اللاتي يصرخن في حفلاته؟ |
| Benim vaazlarımda bütün kızlar ilahiler söyleyip kendilerinden geçerlerdi. | Open Subtitles | في لقاءاتي ، كانت الفتيات يصرخن حتى يصيبهن الإعياء |
| Benim vaazlarımda bütün kızlar ilahiler söyleyip kendilerinden geçerlerdi. | Open Subtitles | في لقاءاتي ، كانت الفتيات يصرخن حتى يصيبهن الإعياء |
| Bütün kadınlar çığlık attı. | Open Subtitles | النساء بين الجمهور قاموا يصرخن |
| Bir kız bütün gece çığlık atmış -- | Open Subtitles | بعض الفتيات يصرخن في الهاتف طوال الليل |
| Bu vuruş kaçtı. Kızların çığlık seslerini duyuyoruz. | Open Subtitles | القناص اخطأ، نسمع الفتيات يصرخن |
| Etrafta toplaşmış yüzlerce kız çığlık atıyor. | Open Subtitles | من حفلٍ لفرقة "دورين دورين" مع المئاتِ من الفتياتِ يصرخن متجمّعاتٍ معاً |
| Kızların çığlık çığlığa peşinden koştuğu deri ceketli kahraman bir bara dalmak yerine, ata binmiş Lady Godiva'ya rastlasa meselâ? | Open Subtitles | ماذا لو كان بطلنا ذو المعطف الجلدي يهرول في الشارع مطارَدًا بفتيات يصرخن و... بدلًا من أن يلوذ للحانة، |
| Bunların hepsi çığlık atan bir grup küçük kızın önünde oldu. | Open Subtitles | وحصل هذا كله امام مجموعة فتيات يصرخن |
| Arthur, bilemiyorum. O kadınların çığlık attığını duyuyorum. | Open Subtitles | (آرثر) لا أعلم أرى هؤلاء السيدات يصرخن |