"يصغي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dinlemiyor
• dinliyor
• dinlemedi
• dinler
• dinlemez
• dinlemiyorsun
• kulak
• dinleyen
• dinlemiyordu
• dinleyecektir
• dinlesin
• dinleyecek
• dinlemesini
• dinlemek
• Dinlediğini

Beni dinlemiyorsun ki. Kalbin dinlemiyor. Aşk hem kör, hem sağır.
أنت لا تصغي, قلبك لا يصغي, الحب أصم و ايضا اعمى

Bir salak gibi davranıyor. Kimse onu dinlemiyor.
ودائماً يتصرف بحماقة لا أحد يصغي لما يقوله

dinliyor musun?
من بعدها الزعيم . هل يبدو واضحا ًأنه يصغي ؟

Önemli olmadığını söylemeye çalıştım ama dinlemedi.
لقد حاولت أن أخبره بأني لا أكثرث لكنه لن يصغي

Bana hasta oluyor o yüzden beni dinler.
إنّه منجذبٌ إليّ، لذا أستطيع أن أجعله يصغي إليّ.

Çoğu zaman bağırmazsan, seni kimse dinlemez.
في معظم الأوقات إن لم تصرخي لن يصغي أحد إليكٍ

Kimse beni dinlemiyor ki. Size suda çok fazla demir var demiştim.
لا أحد يصغي لي قلت أن الماء به حديد كثير

Ben hemen öldürüp gemiden atalım diyorum ama kimse dinlemiyor.
أرى أن نقتلهم و نلقي بهم من القارب لكن، لا أحد يصغي لي

Chris, babanla konuş. Biraz aklını başına alsın. Seni dinliyor gibi görünüyor.
كريس تحدث مع أبيك أقنعه بالمنطق يبدو أنه يصغي إليك

Ya da beni dinliyor demek değil ki. Bana sormaktan vazgeçin artık.
ولكن هذا لا يعني أنّه يخبرني بشيء أو يصغي إليّ بأيّ أمر، لذا كفّي عن السؤال

Yaş kemale erince, gençler bazen sözünü dinliyor.
عندما يتكلم المسن الشاب يصغي .. احيانا

Bir hayalet taklidi yapıyordu, ona yeter deyip durdum ama dinlemedi.
كان يتظاهر بأنه شبح وظللت أخبره بأن لا يفعل عدا أنه لم يصغي

Anlamayacağını biliyorum ama belki birilerini dinler.
أنا أعرف جهلة بهذه الأمور لكنه يصغي للجميع

Dokunma dedim ama dinlemez ki hiç!
أخبرتُه بألاّ يلمس شيئاً ولكنه لا يصغي أبداً

Beni dinlemiyorsun gibi hissediyorum.
أشعر أنت لا يصغي.

Şimdi unutma, iyi şefler her zaman tavalarına kulak verir.
الآن ، تذكر ، الطاهي الجيد يصغي دائماً الي مقلاته

Bunca şeyi bu kadar süre dinleyen pek insan çıkmaz.
لقد كنت مستمعا جيدا للغاية ليس كل الرجال يصغي للكثير و لمدة طويلة

Babam bizi dinlemiyordu.
"لم يكن والدي يصغي لأيّ من هذا"

Çocuklar, kilise ruhlarınız için iyidir. Unutmayın, Tanrı dualarınızı dinleyecektir.
يا رفاق، الكنيسة جيدة لأرواحكم وتذكروا أنّ الربّ يصغي لصلواتكم

Oğlu dinlesin ya da dinlemesin sürekli söylemeye devam eder.
فسوف تظل تعيد هذا مرارآ وتكرارآ سوآ كان ولدها يصغي لذلك أم لا

Yani seni dinleyecek birilerini bulursan, beni dinlemek zorunda kalmazsın.
وجدت من يصغي إليك ، لستَ مجبراً على التحدّث إلي

Sadece babamın beni dinlemesini sağlamaya çalışıyordum ama sadece senin futbolun hakkında konuşmak istiyor.
لم يكن خطئي. كنت أحاول أن أجعل أبي يصغي إلي لكنه أراد أن يستمع إليك فقط وأنت تتحدث عن الكرة

Dinlediğini hiç sanmıyorum.
لا أعتقد أنه يصغي