| Bu sizi, Kolombiya'nın başkanını ölüm mangasıyla aynı kefeye koyuyor. | Open Subtitles | بل يضعك كرئيس كولومبيا في نفس المستوى مع فرقة إعدام |
| Size bildirmeliyim ki, gerekirse hükümet, bu gibi bir durumda, bana göre, sizi fiziksel tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | اننى سأخبرك و سأخبر الحكومة اذا كان ضروريا عن أى وضع أراه يضعك فى موضع خطر جسمانى |
| Başkan yine de sizi komiteye alacaktır. | Open Subtitles | حسنا، يود الناطق أن يضعك في اللجنة على أية حال |
| Ki bu seni daha da büyük tehlikeye sokuyor. Neden illa sen yapmak zorundasın? | Open Subtitles | الأمر الذي يضعك بخطورة، أعنيّ، لمَ أنت بالذات؟ |
| Bu kızınızın son nefesini verdiği yerin 50 m yakınına kadar gittiğinizi gösteriyor. | Open Subtitles | مما يضعك ضمن 50 ياردة من أخذها آخر أنفاسها |
| Bu da senin 50 adım ötede olduğunu gösterir. | Open Subtitles | حسناً، هذا يضعك على بُعد 50 قدماً مِن حيث مكان اِنفجار القنبلة. |
| Ajan olarak olaya girerseniz öyle bir rol seçmelisiniz ki tüm olayın merkezinde olup neden kimsenin sizi tanımadığını açıklamalı | Open Subtitles | عندما تبدأ بنهج ما كجاسوس عليك ان تختار دور يضعك في مركز الحدث |
| sizi yürümekte olduğunuz patikadan daha iyi bir yola sokar. | Open Subtitles | من الممك أن يضعك في طريقٍ أفضل من الطريق الذي كنت فيه |
| Sizin dünya çapında tarımsal şirketler ...grubunun yönetici olmanız, sizi kesinlikle hedefler arasında gösteriyor. | Open Subtitles | أنت الرئـيس التنفيـذ لتكتل الزراعـي الشامـل فبتأكيـد يضعك في هذا النـادي. |
| Bu, sizi gerçeklikle düzenli bir ilişkiye sokar. | TED | إنه يضعك في العلاقة السليمة مع الواقع. |
| Herhangi bir şey saklamaya kalkarsanız bu sizi zor duruma sokabilir. | Open Subtitles | إن حاولتي إخفاء أي شي على ... الأطلاق قد يضعك هذا إلى ... موقف خطير جداّ |
| Hakim sizi parmaklık arkasına göndermeliydi. | Open Subtitles | القاضي كان عليه ان يضعك وراء القضبان |
| -Bu sizi yeniden zirveye çıkarabilir. | Open Subtitles | هذا ممكن أن يضعك مرة أخرى على القمة |
| Bakın, bu sizi panik odasının içine koyar. | Open Subtitles | انظر، الذي يضعك داخل غرفة الذعر. |
| - Kickball sahasında bunun gibi bir terslik sizi sakat bırakabilir. | Open Subtitles | وشيء مثل ذلك قد يضعك في كرسي معاقين |
| Bu sizi 6 ay içinde nereye getirir biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أين يضعك ذلك بعد 6 شهور؟ |
| Bu sizi güç durumda bırakabilir. | Open Subtitles | ومن شأن ذلك أن يضعك على الفور. |
| - Eğer sizi zor bir duruma sokuyorsa efendim... | Open Subtitles | إن كان هذا يضعك ...في وضع غير مريح , سيدي |
| - Seni farklı bir konuma sokuyor değil mi? | Open Subtitles | مما يضعك في موقف عصيب, أليس كذلك؟ نعم يا سيدي |
| Bu da seni, bizim katıksız salak dediğimiz suçlular sınıfına sokuyor. | Open Subtitles | هذا يضعك في طبقة المجرمين نسميه غبي للغاية |
| Arabana ait kırılmış kuyruk lambası olay yerinde bulunduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ضوء خافت مكسور من سيارتك يضعك في موقع الجريمة |
| Bu da cinayet mahallinde olduğunu gösterir. | Open Subtitles | هذا يضعك في موقع الجريمة |