| İstiyor fakat bana baskı maskı yapmıyor. | Open Subtitles | هو يرغب بذلك, لكنه لا يضغط عليّ أو أي شيء من هذا القبيل |
| Bekaretimi bir arabanın arkasında bana baskı yapa bir çocuğa kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أخسر عذريتي في المقعد الخلفي لسيارة مع شخص يضغط عليّ |
| Oysa müdür, onu kovmam için bana baskı yapıyordu. | Open Subtitles | كان المدير يضغط عليّ لطرده |
| Sonra bu herif üstüme gelmeye başladı. | Open Subtitles | ...ثم بدأ هذا الرجل يضغط عليّ |
| Lanet şehir birbirine girdi diye Müdür Merrick ensemden inmiyor. | Open Subtitles | يضغط عليّ المدير (ميريك) لأنّ المدينة تنهار. |
| Ve patronum Garry Marshall, ensemden hiç düşmüyordu! | Open Subtitles | و رئيسي (غاري مارشال)، كان يضغط عليّ! |
| Savunma Bakanlığı, araştırmanı durdurmak için baskı yapıyor. | Open Subtitles | وزير الدفاع يضغط عليّ لإيقاف هذا البحث |
| Başkan Manhattan'a ilerlemem için baskı yapıyor ama orasının da kazanılabilir olması gerekiyor. | Open Subtitles | العمدة يضغط عليّ للتحول الى "منهاتن" لكن يجب أن نختار ماكناً يمكننا الفوز فيه. |
| Booth bebeği hastanede doğurmam için baskı yapıyor. | Open Subtitles | بوث) يضغط عليّ لألد الطفلة في المستشفى. |