| Neden beyazlar sürekli bizlerin başarılı olabileceği tek alanın spor olduğunu düşünüyorlar? | Open Subtitles | لماذا البيض دائما ما يعتقدون بأن الرياضه هي المصدر الوحيد لنكون ناجحين؟ |
| Belki bir gün dileğin gerçekleşir. Onun bir polis olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | قد تتحق أمنيتك تلك يوماً ما يعتقدون بأن القاتل شرطي |
| Astronomlar artık gökadadaki her yıldızın bir gezegeni olduğunu düşünüyorlar. Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını, yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar. Ama bunlardan hiçbirini görmüş değiliz. | TED | علماء الفلك الآن يعتقدون بأن كل نجم في المجرة لديه كواكب، ويخمّنون بأن حوالي خمس هذه النجوم لديها كوكب شبيه بالأرض قد يكون عليه حياة لكننا لم نر أيًا منها. |
| - Bir sürü film artisti bul, bence buradaki insanlar film yıldızlarının eksantrik ve çılgın olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ونجوم الممثلين أعتقد بأن الناس هنا يعتقدون بأن الممثلين مجانين وغريبوا الأطوار |
| Fizik ve Felsefe'deki birçok insan zamanın bir yanılsama olduğunu düşünüyor, gerçekten neyin doğru olduğu en derinde, zamansızlığın en derininde, zamanın dışında saklıdır. | Open Subtitles | هناك الكثير من الناس من الفيزيائيين و الفلاسفة الذين يعتقدون بأن الزمان هو وهم هذه هي الحقيقة |
| Çoğu kişi bunun gerçek olduğuna inanıyor. Sadece ben değilim. | Open Subtitles | الكثير من الناس يعتقدون بأن هذا حقيقي، أنا لست الوحيد |
| Ve son olarak, dünya insanları birşeylerin çok ters gittiğine iklimle ilgili çok ters giden bir şey olduğuna inanıyor. | TED | أخيرا، بدأ جميع السكان في مختلف أنحاء العالم يعتقدون بأن هناك شيء ما يحدث، خطأ كبير بمناخنا. |
| Felaketleri durduran süper bir gücü olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون بأن لها قوة خارقة لإنهاء الكوارث |
| Arka bacaklarının kırılmış olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون بأن سيقانها الخلفية قد كسرت |
| Bunun asıl iş olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون بأن هذا هو العمل الفعلي |
| Basın laboratuvara çok ilgi gösterdiği için bu işin çok riskli olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | ، إنهم يعتقدون بأن هناك الكثير من المخاطرة بكل تلك... الصحافة |
| Allah'ın müslümanlarla beraber olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون بأن الله مع المسلمين. |
| Avatar'ın orada olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون بأن الطفل هنا. |
| Bunlar makalelerinizin olağanüstü olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هؤلاء هنا ,من يعتقدون بأن المقالات ممتازة |
| Biliyorum, kızların, Dünyayı döndüren kişinin Teddy olduğunu düşünüyor ama sen olmasaydın dünyaları olmazdı. | Open Subtitles | تعلمين, انا اعرف تلك الفتاتين يعتقدون بأن تيدي يجعل العالم يدور ولكن .. |
| Ajanlarım bu dosyalarda, ne olduğu henüz bilinmeyen bilgiler olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | عملائي يعتقدون بأن هذه الملفات ربما تتضمن معلومات ليس من المهم أن نخوض في تفاصيلها |
| Fakat adli birim, Sovyetlerin kullandığı doğruluk serumu ile aynı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ولكن جماعة الطب الشرعي, يعتقدون بأن تركيز المادة في المحقن مشابه لما كان يستخدم في عصر السوفيت مثـل مصـل الحقيقة |
| Ve bizim deneyimlerimize göre, insanlar kızlık zarının vajinal açıklığı örten bir çeşit mühür olduğuna inanıyor. | TED | استنادًا إلى تجربتنا، يبدو أن الناس يعتقدون بأن غشاء البكارة هو ختم يحجب فتحة المهبل. |
| Yerli halk, kadın sığınma evlerinin, genelevler için kılıf olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | المسكان المحليّين يعتقدون بأن ملاجئ النساء هيواجهاتلبيوتالدعارة، |
| Tepelerdeki bu kayaların alemler arası kapılar olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | والآن، يعتقدون بأن هذه المحاجر بوابات بين العوالم |