| bulamadılar. Darbe başarısız oldu. | Open Subtitles | ألا أنهم لم يعثروا عليه لقد فشل الأنقلاب |
| Güney ormanında da bulamadılar. | Open Subtitles | لمْ يعثروا عليه في الغابة الجنوبيّة أيضاً |
| İhtiyarı asla bulamadılar. | Open Subtitles | لم يعثروا عليه. |
| Buralarda bulamadıkları neyi bulacaklarını sanıyorlar yukarılarda? | Open Subtitles | ما الذي يعتقدون أنهم سيعثرون عليه هناك بالأعلى ولن يعثروا عليه هنا؟ |
| Onları bulamadıkları halde ölü olduklarını nereden biliyorlar? | Open Subtitles | إذا لم يعثروا عليه كيف عرفوا إنهم قد ماتوا ؟ |
| Polis ara sokaktaki bıçaklama olayında yaşayan bir katil arıyor ve bulamayacaklar da. | Open Subtitles | أترى، الشرطة تبحث عن قاتل بشري في ذلك الزقاق الذي حدثت فيه حالة الطعن ولن يعثروا عليه |
| Onu bulamadılar. | Open Subtitles | لا يمكنهم ان يعثروا عليه |
| Ama onlar da bulamadılar. | Open Subtitles | لم يعثروا عليه أيضاً |
| Onu bulamadılar. | Open Subtitles | لم يعثروا عليه. |
| Riverdale Polisi Sweetwater Nehri'ni Jason'ın bedeni bulmak için taradı, ama asla bulamadılar. | Open Subtitles | قامت الشرطة بتفتيش نهر (سويتوتر) للعثور علي جسد (جايسون) ولكنهم لم يعثروا عليه أبدا |
| Bir hafta boyunca onu bulamadılar. | Open Subtitles | مضى أسبوع, ولم يعثروا عليه بعد ! |
| bulamadılar! | Open Subtitles | لم يعثروا عليه! |
| Hiçbir şey bulamadılar. | Open Subtitles | لم يعثروا عليه |
| Eğer hala onu arıyorlarsa. Bu onu hala bulamadıkları anlamına gelir. | Open Subtitles | بما أنّهم يواصلون البحث يعني أنّهم لمْ يعثروا عليه بعد |
| Ve o heykelin içine her ne koyduysan bulamadıkları şey için. | Open Subtitles | وأياً كان تضعينه في هذا التمثال لم يعثروا عليه. |
| bulamadıkları bir şeyi. | Open Subtitles | شـــيء ما لم يعثروا عليه |
| Ve Rich de bulamadıkları için öldü. | Open Subtitles | و (ريتش) ميت لأنهم لأم يعثروا عليه |
| - Onu bulamayacaklar. | Open Subtitles | لن يعثروا عليه أبدا |
| Onu bulamayacaklar. | Open Subtitles | لن يعثروا عليه |
| Onu bulamayacaklar. | Open Subtitles | لن يعثروا عليه |