| Çünkü belki bir gün bildikleri ve sevdiklerine özen göstermek isterler. | TED | لأنه ربما يومًا ما سيودّون تقديم الرعاية للأشياء التي يعرفونها ويحبونها. | 
| Ve ben bunu öğrencilerimde, zaten bildikleri kelime bilgisine ve zaten kavradıkları sistemlere kılavuz olması için kasten kullanıyorum. | TED | وأنا أستخدم هذه الطريقة عَمْد لأتفاعل مع الطلاب، مُستخدمةً مفردات يعرفونها وأنظمةٌ يفهمونها. | 
| Yunuslar onu biliyor. Araştırma teknesini tanıyor. | TED | هم يعرفونها. يعرفون قارب البحوث الخاص بها. | 
| Kadını tanıyorlar, dün gece Jefferson Park'ta kendisiyle konuşmuşlar. | Open Subtitles | وكلهم يعرفونها وتحدثوا معها فى حديقة جيفرسون ليلة امس | 
| Her satıcı onu isminden tanır. | Open Subtitles | حسناً، أتعلمين ماذا جميع المغامرين في المضمار يعرفونها بالاسم... | 
| O araba değil biliyorlar. Yardım et. | Open Subtitles | كلا ليس تلك السيارة، إنهم يعرفونها تعال ساعدني | 
| Bu bilinen bir şey, efendim. Hatta bir aptal bile bunu bilir. | Open Subtitles | إنها معلومة عامّة، سيّدي الحمقى يعرفونها | 
| Biz seyahat ederken bazen ona gösterilen nefreti anlamayı oldukça zor buluyorum... onu tanıdığım şekilde tanımayan insanlardan gelen nefreti. Sanırım eski Zeyna'dan korkuyorlar. | Open Subtitles | عندما نسافر، أجد صعوبة في فهم لماذا يكرهها الناس الذين لا يعرفونها مثلي | 
| İnsanlara, onların bilmedikleri şeyler anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أُخبر الناس بأشياء لا يعرفونها | 
| bildikleri tek versiyon bu. | Open Subtitles | انها النسخة الوحيدة التي يعرفونها من تلك القصة | 
| Gündüz insanlar bildikleri şarkıları duymak ister, bilindik şarkıları falan. | Open Subtitles | كما تعلم, أثناء النهار الناس يحبوا سماع الأغاني التي يعرفونها فقط الأغاني التي يتذكروها | 
| Gündüz insanlar bildikleri şarkıları duymak ister, bilindik şarkıları falan. | Open Subtitles | أراك كل يوم كما تعلم, أثناء النهار الناس يحبوا سماع الأغاني التي يعرفونها | 
| "Hitlerinseytangörsünyüzünü", ...Alman mahkûmlar, bildikleri birkaç kelime Rusçayla mirildanmaya cesaret ediyor: "Eve gitmek istiyoruz. " | Open Subtitles | فليذهب هتلر للجحيم تجرأ السجناء الالمان على التكلم بالكلمات الروسيه القليله والتى كانوا يعرفونها نريد العوده الى بلادنا | 
| bildikleri şeyleri bileceğiz. – Bir gün daha! | Open Subtitles | ـ سوف نعرف الأشياء التي يعرفونها ـ يوم آخر | 
| Baba, bu insanlar kimseye görünmeden bildikleri tek yoldan kendilerini ifade edebiliyorlar. | Open Subtitles | أبي، إنهم ناس لكنهم خفيون يعبرون عن نفسهم، ويتواصلون بالطريقة الوحيدة اللتي يعرفونها. | 
| Birileri benim bebeğimi tanıyor sadece bizim onu aradığımızı bilmiyorlar. | Open Subtitles | أحدهم يعرف إبنتي، يعرفونها ولكنهم يجهلون أننا نبحث عنها | 
| Birileri benim bebeğimi tanıyor sadece bizim onu aradığımızı bilmiyorlar. | Open Subtitles | أحدهم يعرف إبنتي، يعرفونها ولكنهم يجهلون أننا نبحث عنها | 
| Yurtdışı bağlantıları onu Marie Wallace olarak tanıyor. | Open Subtitles | معارفها في الخارج يعرفونها بإسم ماري واليس | 
| Onu tanıyorlar. Onu gerçekten seviyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعرفونها و هم حقاً يحبونها | 
| Onu tanıyorlar. Onu gerçekten seviyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعرفونها و هم حقاً يحبونها | 
| Bir sürü erkek tanır onu. | Open Subtitles | العديد من الشباب يعرفونها. | 
| Kasabadaki herkes tanır. | Open Subtitles | كل الناس بالمدينة يعرفونها | 
| İnsanlar psikolojik sorunları olduğunu biliyorlar bile değil mi? | Open Subtitles | ناس بحالات نفسية هل يعرفونها حتى؟ | 
| Buna karate diyorlar ve bunu sadece iki tür insan bilir. | Open Subtitles | تدعى الكاراتيه و هناك نوعان من الناس يعرفونها | 
| Onu tanımayan rastgele insanlar bile. Ben sadece... Görüntüleri kaydettin ve bu bir farklılık yaratacak. | Open Subtitles | أشخاص عشوائيون لم يكونوا يعرفونها معك التصوير الذي سيحدث الفرق | 
| "Onların bu davranış tarzını, bilmedikleri konulara yönlendirebilir miyiz?" | Open Subtitles | يهتمّون بمواضيع أخرى لا يعرفونها ؟ |