ويكيبيديا

    "يعرف الحقيقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçeği biliyor
        
    • gerçeği bilen
        
    • gerçeği bilmesi
        
    • gerçeği biliyoruz
        
    • Gerçeği öğrenmek
        
    • gerçeği bilmesini
        
    • gerçeği bilmiyor
        
    • gerçeği bilmek
        
    • gerçeği bilmeli
        
    • gerçeği biliyordu
        
    • doğruyu bilen
        
    • gerçeği öğrenme
        
    • gerçeği bilmeyi
        
    • doğruyu biliyor
        
    • gerçeği bilmiyoruz
        
    Aradaki fark, aslında gerçeği biliyor olması. Open Subtitles أجل، الأختلاف هنا هو أن جزءاً منها يعرف الحقيقة.
    gerçeği bilen biri olduğunu öğrenince, suçunu itiraf eder sandım. Open Subtitles أوهـ لقد فكرت مرهـ بأنه اذا أدرك أن شخص ما يعرف الحقيقة سيقدم نفسه
    Hala çok güçlü bir şekilde dünyanın gerçeği bilmesi gerektiğine inanıyor. Open Subtitles لازال يشعر بقوة , أن العالم , يجدر به , أن يعرف الحقيقة
    Senin çoğu yandaşını sana karşı çevirmeyi başardım ama ikimiz de gerçeği biliyoruz. Open Subtitles لقد حولت اخلص اتباعك ضدك ولكن كلانا يعرف الحقيقة
    Madem çocuk ağabeyiyle ilgili Gerçeği öğrenmek istiyordu, direkt söyleseydin ya? Open Subtitles أن كان كل هذا حول ولد يريد ان يعرف الحقيقة حول شقيقه لما لانعطيها له؟
    Onun gerçeği bilmesini istemiyorsun. Open Subtitles أنتِ لا تريدينه أن يعرف الحقيقة ؟
    Kimse gerçeği bilmiyor. Sen bile. Open Subtitles لا احد يعرف الحقيقة بما فى ذلك انت
    Beni istediğin kadar suçla, ama o gerçeği biliyor. Open Subtitles يمكنك إلقاء اللوم علي كما تريد لكنه يعرف الحقيقة
    Amcası gerçeği biliyor olmalı. Neden yalan söylesin ki? Open Subtitles إن كان عمه يعرف الحقيقة, فلماذا يكذب؟
    Hadi ama. gerçeği biliyor. Open Subtitles ‫بربك يا رجل ‫انه يعرف الحقيقة
    Bu kargaşa hakkındaki gerçeği bilen tek adam NCIS'ten kapı dışarı edildi ve muhtemelen hak etmiş birini öldürdüğü için hapsi boylayacak. Open Subtitles الرجل الوحيد الذي يعرف الحقيقة حول هذه الفوضى طرد من دائرة الإستخبارات الجنائية وعلى الأرجح سينتهي الأمر به
    gerçeği bilen tek kişi benim. Bir yanıltma. Bunun bir ilacı yok. Open Subtitles أنا من يعرف الحقيقة فقط إنها مدينة تعصف حيث الرياح تزحف
    Bir çift olarak çalışacaksak, gerçeği bilmesi lazım. Open Subtitles ان كنا سوف نذهب للعمل كثنائي هو عليه ان يعرف الحقيقة
    Michael'ın birlikte geçirdiğimiz gece hakkındaki gerçeği bilmesi gerek. Open Subtitles ومايكل يجب أن يعرف الحقيقة عن الليله التي قضيناها أنا وأنت سويا
    Belki polis bunun bir kaza olduğunu düşünüyor ama sen ve ben gerçeği biliyoruz. Open Subtitles قد تقول الشرطة أنه حادث، لكن كلانا يعرف الحقيقة
    Ve şimdi ikimiz de birbirimiz hakkıdaki gerçeği biliyoruz. Open Subtitles والآن بات كلانا يعرف الحقيقة حيال بعضنا البعض
    Silahla gelip benden Gerçeği öğrenmek istedi. Open Subtitles جاء الي و وجهه المسدس الى وجهي ,مطالباً بأن يعرف الحقيقة
    Muhtemelen öldürüleceğini biliyordu ve en azından birinin gerçeği bilmesini istiyordu. Open Subtitles ربّما عرف أنّه سيتعرّض للقتل، -وأراد شخصاً ما على الأقل أن يعرف الحقيقة
    Kimse gerçeği bilmiyor. Sen bile. Open Subtitles لا احد يعرف الحقيقة بما فى ذلك انت
    Sevgin elinden alındığında gerçeği bilmek istiyorsun. Open Subtitles متى ما تحبّه، يُصبح مأخوذ منك؟ أنتِ وانا كلانا يعرف الحقيقة.
    Bence herkes gerçeği bilmeli. Open Subtitles اعتقد ان الجميع يجب أن يعرف الحقيقة.
    Jered yedi yıldır gerçeği biliyordu ve tek kelime bile etmemişti. Open Subtitles "جيرد" كان يعرف الحقيقة لمدة 7 سنوات و لم ينطق بشيء.
    doğruyu bilen tek kişi de şu anda kayıp. Open Subtitles والآن الشخص الوحيد الذي يعرف الحقيقة مفقود
    Ve gerçeği öğrenme vakti gelmişti. Open Subtitles هذه المرة كان يعرف الحقيقة.
    gerçeği bilmeyi hakediyor. Open Subtitles يستحق أن يعرف الحقيقة
    Yalan söylemenin tehlikesi birilerinin doğruyu biliyor oluşudur. Open Subtitles دائما هناك شخص ما يعرف الحقيقة
    Çünkü hiçbirimiz gerçeği bilmiyoruz. Open Subtitles لأنه لا أحد منا يعرف الحقيقة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد