| Bakın, babam geleneksel erkeksiliğe sahip değil, ellerimi nasıl kullanacağımı öğretmedi bana. | TED | ترون، لم يكن والدي الرجل التقليدي، لذلك لم يعلمني كيفية استخدام يدي. |
| Daha onu öğretmedi ama senin bazı eski fotoğraflarını gösterdi. | Open Subtitles | لم يعلمني هذا بعد لكنه أراني بعض الصور القديمة لكِ |
| Anne, babam bana yeniden balık tutmayı öğretiyor. | Open Subtitles | امي, ابي يعلمني كيف يصطاد السمك مرة اخرى |
| Bay Macías bana bateri çalmayı öğretecek. | Open Subtitles | السيد ماسياس سوف يعلمني العزف على الطبول |
| Bana onun öğretmesini istiyorum, çünkü hata yaparsam bana kızmaz. | Open Subtitles | أريده أن يعلمني لأني أتيقن من أنه لن يفقد صوابه إذا كنت آبله |
| Babam bana bir şey öğretmeye çalışıyordu, fakat onu görmek için çok aptaldım. | Open Subtitles | أبي كان يحاول أن يعلمني شيئاً . كنتُ غبياً للغاية حتى لا أراه |
| Bir sohbet odasında tanıştık. Bana dans öğretiyordu. | Open Subtitles | التقينا في هذه القاعة، وكان يعلمني كيف أرقص.. |
| Büyükbabam onlar onu götürmeden önce bana öğretmek için yıllarını harcadı. | Open Subtitles | جدي أمضى سنوات يعلمني عن هذا , قبل ان يقوموا بأخذه |
| Bak, asıl olay ben vazgeçiyorum çünkü babam bana devam etmeyi öğretmedi. | Open Subtitles | انظر، المغزى هو انا منسحب لأن والدي لم يعلمني كيفية متابعة الأمر. |
| Ama ben sistemin çocuğuyum, kimse bana doğruyu yanlışı öğretmedi. | Open Subtitles | لكني ابنة النظام , لم يعلمني احد الصواب من الخطأ |
| Avlanmayı, dövüşmeyi, bilirsiniz, erkeksi olayları öğretmedi bana. | TED | ولم يعلمني كيفية المطاردة أو القتال، كما تعلمون، أمور الرجل. |
| Bana motivasyonumuz ve azmimiz varsa her şeyi yapabileceğimizi öğretiyor. | Open Subtitles | أعني ، فهو يعلمني أنه يمكنني القيام بأي شيء طالما لديّ الحافز والإصرار |
| Bana her gün bir şeyler öğretiyor bir sürü çocuğun olduğu küçük bir sınıfta bunu öğrendiklerinde pek hoşlarına gitmeyecek kişiler arasında. | Open Subtitles | ... وهو يعلمني أشياء كل يوم في قاعة الفصل الصغيرة مع الكثير من الأطفال الآخرين والذين لن يحترموني عندما يكتشفون ذلك |
| Her yıl doğum günümde annem kek yapıyor ve babam da bana yeni vinç işlemleri öğretiyor. | Open Subtitles | كل عام في عيد ميلادي تقوم أمي بخبز الكعك... ووالدي يعلمني العمل على رافعة جديدة |
| Ama bana Avatar olmayı öğretecek kimse yok. | Open Subtitles | لكن لا يوجد من يعلمني, كيف أكون الآفاتار |
| Babam gitmişti. Bana bu işleri öğretecek kimse yoktu. | Open Subtitles | أبي رحل عنا، ولم أجد من يعلمني هذه الأمور |
| Ustamdan bana çok özel bir hamle ve_BAR_vuruş öğretmesini istedim. | Open Subtitles | سألت المعلم أن يعلمني طريقة خاصة في الضرب |
| Bu Meksikalι az önce bana işimi öğretmeye kalktι. | Open Subtitles | هذا المزري يريد ان يعلمني كيف اقوم بعملي |
| Babam bana araba kullanmayı öğretiyordu. | Open Subtitles | أبي كان يحاول أن يعلمني القيادة |
| Peki bana bilgisayar üzerinden mi araba kullanmasını öğretmek zorunda kalacak? | Open Subtitles | اذن يفترض به ان يعلمني القيادة عبر الكمبيوتر؟ |
| Birinin bana, arkadaşımın o şapşal suratına okkalı bir tokadı nasıl atacağımı öğretmesi gerek. | Open Subtitles | أريد شخصا يعلمني كيف أصفع صديقي بقوة تماما في وجهه الغبي مباشرة أيمكنك تعلمي ذلك ؟ |
| Semt köpeği bana burada nasıl hayatta kalınacağını öğretmişti. | Open Subtitles | لوك دوغ كان يريد ان يعلمني كيف اعيش في الحي |
| Bildiklerimi öğreten, o aslında amcam gibi, barmen amca.. | Open Subtitles | هو يعلمني هو مثل مثل العم عم يقدم الشراب |
| Bu yüzden Bay Billington, bana ve adamlarıma avlanmayı öğretmeyi teklif etti. | Open Subtitles | تحقيقا لهذه الغاية، وقد عرض السيد بيلينغتون أن يعلمني واكون حاضرة لمطاردة. |
| amcam okulda 1 günde öğreteceklerinden daha çok şey öğretebilir. | Open Subtitles | تيري قال بأنه يستطيع أن يعلمني أكثر من ذهابي للمدرسة |
| 19 yaşındaki bir intihar bombacısının, bana önemli bir ders vereceği hayatta aklıma gelmezdi. | TED | لم أتخيل قط، أن مفجر إنتحاري بعمر 19 سنة، قد يعلمني درساً قيماُ. |
| Babamın öğretecekti ama çok meşguldü. | Open Subtitles | كان من المفروض ان يعلمني ابي لكنه كان دائما مشغولاً |
| Bana kimse insan öldürmenin yanlış olduğunu öğretmemişti. | Open Subtitles | لم يعلمني أحد أن قتل الناس كان خطأ |