| İkimiz de biliyoruz ki, beni eline geçirince bu adadaki herkesi öldürmek için önünde hiçbir engel kalmayacak. | Open Subtitles | كلانا يعلم بأنّه حال قبضكم عليّ فإنّه لا يوجد ما يردعكم عن قتل كلّ من بهذه بالجزيرة |
| İkimiz de arama emri çıkartacak gücümüzün olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم بأنّه ليس لدينا ما يكفي لاستصدار مذكرة قانونيّة |
| İkimiz de biliyoruz ki Avusturya Hükümeti uyarılarımıza itibar etmezse başka çarem kalmayacak. | Open Subtitles | كلانا يعلم بأنّه في حال لم تحترم السلطات النمساويّة المهلة التّي ذكرتها... لن يكون لدي خيار... |
| Herkes senin kederlerini içerek unutmaya çalışan suçlu adam olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم بأنّه الرجل المذنب الذي يشرب من أجل نسيان أحزانه |
| Ölüyor. Öldüğünü de biliyor. Karısının bilmesini istemiyor. | Open Subtitles | إنّه يعلم بأنّه سيموت، و لكنّه لا يريد زوجته أن تعلم بذلك |
| İkimiz de biliyoruz ki Avusturya Hükümeti uyarılarımıza itibar etmezse başka çarem kalmayacak. | Open Subtitles | كلانا يعلم بأنّه في حال لم تحترم السلطات النمساويّة المهلة التّي ذكرتها... لن يكون لدي خيار... |
| - İkimiz de söylediği yerde olmayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | -كلانا يعلم بأنّه لن يكون في ذلك المكان |
| Peki ya Adamsların çocuğu? Hepimiz onun yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | -ماذا عن (آدمز) ، جميعنا يعلم بأنّه هو |
| Sen de ben de, yapılması gerekeni biliyoruz. | Open Subtitles | -كلانا يعلم بأنّه يجب أن يحدث |
| Kaçınılmaz son bu, ikimiz de biliyoruz. Hayır. | Open Subtitles | -كلانا يعلم بأنّه محتوم |
| Çünkü ateş ederse bu gemiye asla çıkamayacağını biliyor. | Open Subtitles | لأنّه يعلم بأنّه لن يقتحم سفينتنا إذا فعل. |
| Altı kaçmayı denemeli, çünkü Altı buradan kaçış olmadığını biliyor. | Open Subtitles | على (ستّة) أن يحاول الفرار لأنّ (ستّة) يعلم بأنّه لا يوجد ما يُهرب منه |
| İzleniyor olduğunu biliyor. | Open Subtitles | يعلم بأنّه مراقَب |
| Bizden nefret ettiğini biliyor. | Open Subtitles | هو يعلم بأنّه يكرهنا |
| - Tanrı biliyor adam uygun. | Open Subtitles | الربّ يعلم بأنّه متوفّر |