| Ve neden sadece bir kimlik etrafına bir tel koyup onu özel mülkiyet ilan edince zenginlik haline gelir? | Open Subtitles | وما السبب في أنها لا تصبح فقط ثروة عندما بعض الكيانات يضع سياجا حولها و يعلن انها ملكية خاصة؟ |
| Demek istediğim, birisi ölü ilan edilir fakat gerçekte ölmemiştir? | Open Subtitles | شخص ما من الممكن ان يعلن موته وهو لم يمت؟ |
| Başkan'ın kararını ilan etmesine iki gün kalmışken Ashley'nin sorunları, potansiyel başkan yardımcısı açısından çok uygunsuz bir zamanda baş gösterdi. | Open Subtitles | مشـاكل لم تستطيع ان تـأتي في لحظه منـاسبه لـ المحتملين بـ ان يصبحوا نائب الرئيس متبقي يومين لـ يعلن الرئيس اختيـاره |
| Aptalca davrandı ve beyan etmedi. | Open Subtitles | لقد كان سخيفا انه لم يعلن عنها فى الجمارك. |
| Aptallık yaptığın yetmiyormuş gibi bir de sanki borazanla âleme haber veriyorsun. | Open Subtitles | كما لو انه بوقك المزعج السخيف يعلن ان ملك الغباء قد وصل |
| Starbucks gibi şirketlerin neredeyse hiç reklam vermeden varolma sebebi bu. | TED | لهذا لدينا شركات مثل إستار بوكس، صحيح، ذلك لا يعلن بتاتاً. |
| Bu 847 alan kodunu duyuran basın bildirisi. | Open Subtitles | هذا هو التصريح الصحفي التي يعلن رمز 847 كرمز المنطقة الجديد |
| - Evet. Kral öldürüldüyse, Michael kral yardımcısı olarak onu Kraliçe ilan edecek. | Open Subtitles | إذا تم قتل الملك فإن مايكل سوف يعلن أنها هى الملكه |
| 50 adam tüm Birleşik Devletlere karşı savaş mı ilan ediyor? | Open Subtitles | خمسين رجل يعلن الحرب ضد الولايات المتحدة كلها |
| Kanunen ilan ediyor ki... Onu kabul edecek olan ya da destekleyecek olan herkes düşman sayılacaktır. | Open Subtitles | وهو يعلن رسميًا بأن أعداءك لن يحظوا منه بشيء من ذلك ولا من رعاياه |
| Colorado valisi olağanüstü durumu ilan edecekmiş. | Open Subtitles | و يتوقع أن حاكم كولورادو سوف يعلن حالة الطوارئ |
| Ya da daha kötüsünü yapacaklar. Başkan olağanüstü hal ilan edebilir. | Open Subtitles | او الأسوأ , من الممكن ان يعلن الرئيس حالة الطواريء |
| Kendini düşman ilan etmeyen hiç kimseyi düşmanım olarak adlandırmayacağım. | Open Subtitles | لن أدعو أي رجل بعدوي إن لم يعلن هذا عن نفسه |
| Perşembe günkü programda adaylığını ilan etmek istiyor. | Open Subtitles | يريد أن يعلن ترشيحه في البرنامج يوم الأربعاء |
| Başkan askeri yönetimi ilan etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | الرئيس كان لا بد أن يعلن الأحكام العرفية |
| Eğer bu, o küçük boka savaş ilan ettirmezse, başka ne ettirir bilmiyorum! | Open Subtitles | حسناً , إن كان هذا لا يجعل اللعين , الصغير لكى يعلن الحرب . فأنا لا أعرف ما الذى سيفعل ذلك |
| Bu mitingin amacı gerçekleri su yüzüne çıkarmak ve soruşturmamızı beyan etmektir. | Open Subtitles | الآن، فإن الغرض من هذا الاجتماع هو الاعلان للعامه، وإعطاء الناس صوتا وأن يعلن التحقيق. |
| Bull gelişini her zaman böyle mi haber verir? | Open Subtitles | دائما السيد بول يعلن عن وصوله بهذه الطريقة |
| Herhangi bir lokanta araba camına reklam bırakabilir ve ön tarafı giyinik sandviç olarak fırlayan bir adam olur muhtemelen şehrin en iyisi değil. | Open Subtitles | أي مطعم يعلن عن نفسه بطرق الأعلانات الورقية و هناك شخص يقف أمامه يرتدي مثل الشطيرة فعلى الأرجح ليس الأفضل في المدينة |
| ABD Hükümeti tarafından oluşturulan geleneksel Arınma'nın başladığını duyuran Acil Durum Sistemi yayınınızdır. | Open Subtitles | "هذا هو نظام البث الطوارئ الخاص بك". "يعلن عن بدء التطهير السنوي المعتمد من قبل الحكومة الأمريكية". |
| Herkesi tam anlamıyla şok eden bir açıklama yapan Lord Hanry Dashwood, Lordlar kamarasındaki koltuğundan avam olarak seçilmek için vazgeçtiğini açıkladı. | Open Subtitles | اللورد داشوود يعلن اليوم أنه قد هجر عادة الكرسى الوراثى فى مجلس الأُمراء ليتجه نحو الانتخاب العامى |
| O zaman neden diğer kanallar açıklamadı? | Open Subtitles | -فزتم اذا لماذا لم يعلن عنه اي احد اخر ؟ |
| Washington: Beyaz Saray Japonların Pearl Harbour'a saldırdığını duyurdu. | Open Subtitles | واشنطن ــ البيت الأبيض يعلن عن هجوم ياباني على بيرل هاربر |