Kanser ölüm demektir Noah, artık uyanman gerek... çünkü hayat etrafında olup bitiyor. | Open Subtitles | السرطان يعني الموت نوح، كم تحتاج للاستيقاظ، لأن الحياة تجري في كل مكان |
Bu yaprak için az ışık ölüm demektir. | Open Subtitles | ولهذه الشجيرة القليل من الضوء يعني الموت |
İlginç gerçek şu ki, bu örümcek tarafından bir ısırık, kesin ölüm demektir. | Open Subtitles | الحقيقة الممتعة, لدغة واحدة من هذا العنكبوت يعني الموت المحقق |
Buradan düşmek kesin Ölüm demek ama ağaç tepelerinde sallanmak Korowailer için normal bir durum. | Open Subtitles | السقوط يعني الموت المُحتَّم ولكنَّ التأرجح عند أعالي الاشجار هيالطبيعةالثانيةللكورواي. |
Hepimiz çok açtık ve açlık Kuzey Kore'de ölüm anlamına geliyor. | TED | جميعنا كنا نتضور جوعاً، وفي كوريا الشمالية، الجوع يعني الموت. |
Burada kalan bir balık için, bu kesin ölüm demektir. | Open Subtitles | بالنسبة للأسماك التي حوصرت هنا يعني الموت المحقق. |
Akıllıca değil. Adamların arkasında kalmak ölüm demektir. | Open Subtitles | ليس بالأمر الحكيم التخلّف عن البقية يعني الموت |
Adamların arkasında kalmak ölüm demektir. | Open Subtitles | ،هذا ليس من الحكمة التخلّف عنّا يعني الموت المحتوم |
Ölmüş olabilecek 1000'nin üzerinde yoksul hastaya baktık, ki bunlardan 4'üne kalp blokları nedeniyle bedava kalp pilleri takıldı. Kardiyolojiden anlayanlar için kalp bloğu kesin bir ölüm demektir. | TED | لقد قمنا برعاية ما يزيد عن الألف مريض معوز الذين كان من الممكن أن يموتوا بمافيها أربعة مرضى بضابط النبض مع انسداد تام للقلب. و منكم من يفهم طب القلب انسداد القلب يعني الموت المحتم |
İş ahlakını bozmak ölüm demektir demiştin! Demedin mi? | Open Subtitles | قلت خرق أخلاقيات العمل يعني الموت |
Ona uymamak mutlak ölüm demektir. | Open Subtitles | والخروج عنه يعني الموت المحتم |
Bu kesin ölüm demektir. | Open Subtitles | ذلك يعني الموت المؤكد |
Başarısızlık ölüm demektir. | Open Subtitles | الفشل يعني الموت |
Parmağı boyna sürtmek ölüm demektir. | Open Subtitles | اصبع على الحنجرة يعني الموت |
Bu ölüm demektir. | Open Subtitles | وهذا يعني الموت |
"Indignatio principis mors est." "Kralın öfkesi ölüm demektir." | Open Subtitles | يعني "إغضاب الملك يعني الموت" |
bunu, bu ilaçların olaı komplikasyonların sayısını azaltacağını düşünerek yapıyoruz, ki bu komplikasyonlar zatürre ve bazen de Ölüm demek. Enfeksiyon hastalıkları ile çalışan Cochrane Grubu, ki Italya'da konuşlanmış durumdalar | TED | تبعاً لفهمنا عن نتائج تقليلها من عواقب، ألا وهو الإلتهاب الرئوي والذي يعني الموت. إن مجموعة كوشران للأمراض المعدية والتي تتمركز في إيطاليا، |
Bir kişilik fazlalık bile oksijen yetersizliği sonucu Ölüm demek. | Open Subtitles | شخص واحد إضافي يعني الموت اختناقاً |
Ama bu o bildiğin Ölüm demek değil. Bu değişim demek. | Open Subtitles | ولكن ذلك لا يعني "الموت فهذا يعني الانتقال |
Bu günlerde kanser ölüm anlamına gelmiyor. Neden? | Open Subtitles | هذه الأيام ، في الغالب السرطان لا يعني الموت ، لماذا ؟ |
Kefaret ölüm anlamına gelmez. | Open Subtitles | أتعلمين، التكفير عن النفس لا يعني الموت. |