| Nehre inen bir yol var. Orada yaşayan ormancılar var. | Open Subtitles | هناك مسار يصل للنهار ثمة بعض الأشخاص البريين يعيشون هناك |
| Orada yaşayan insanlar sakladıklarından iki bakır çıkaracak olsalar derini yüzerler. | Open Subtitles | من يعيشون هناك لسلخوك حيًا لو استطاعوا صنع نحاس من جلدك |
| Ama binaları gelecek için yeniden tasarlamak Orada yaşayan insanları dâhil etmeyi gerektirecek. | TED | لكن تخيّل أبنية المستقبل سوف يتطلب دمج النّاس الذين يعيشون هناك. |
| Evet, ailem hala orada yaşıyor. | Open Subtitles | أجل، أبوي ما زالوا يعيشون هناك |
| Biz arada bir toplu konutları ziyaret ediyoruz. Onlarsa orada yaşıyor. - Sizin eleman Dee, değil mi? | Open Subtitles | من وقت لآخر نزور المجتمعات يعيشون هناك |
| Yani bu adamlar da muhtemelen orada yaşıyorlar. | Open Subtitles | حتى هؤلاء الرجال ربما يعيشون هناك أيضا. |
| Orada yaşayanların çoğu ya emekli ya da sakin bir yaşam sürmek için taşınıp turizm sektöründe çalışan kişiler. | Open Subtitles | اغلب من يعيشون هناك متقاعدون او انتقلوا هناك من اجل وتيرة حياة ابطأ و يعملون الان فى مجال السياحة |
| Orada yaşayan insanlar ve bütün kardeşleri de kolonilerinin yararına, birlikte mi çalışıyorlar? | Open Subtitles | و البشر الذين يعيشون هناك أخوة يعملون معاً لأجل عظمة المستعمرة |
| Orada yaşayan insanlar ve bütün kardeşleri de kolonilerinin yararına, birlikte mi çalışıyorlar? | Open Subtitles | والبشر الذين يعيشون هناك هل جميعهم أخوة، ويعملون معاً لرفعة مستعمرتهم؟ |
| Mantıklı. Orada yaşayan Çinli göçmenler var. | Open Subtitles | ذلك أصبحَ مفهوماً، فهنالك سكان صينين يعيشون هناك |
| Sonra da oradaki bütün petrol Orada yaşayan insanların olacak. | Open Subtitles | وكل الثروة النفطية ستعود للناس الذين يعيشون هناك |
| Orada yaşayan insanların gidecek başka yerleri yok. | Open Subtitles | الناس الذين يعيشون هناك ليس لديهم مكان ليذهبوا إليه. |
| O ışıkları keşfetmek ve Orada yaşayan insanlarla tanışmak için sabırsızlanıyordum. | Open Subtitles | أنا لم أنتظر لكيّ أكتشف هذه الأنوار بنفسي ومقابلة أشخاص يعيشون هناك |
| Adamın tekine, ailesi katedral aldı ve şimdi onca insan orada yaşıyor ve bu çok tuhaf. | Open Subtitles | هذا الرجل، عائلته أشترت له كاتدرائية، والان كل هؤلاء الناس يعيشون هناك وهذا... شئ غريب |
| - Sağ kalan birçok insan orada yaşıyor. | Open Subtitles | أنت مجنون أغلب "الناجون" يعيشون هناك "الناجون من الهولوكوست" |
| Katil hâlâ orada yaşıyor olmalı. | Open Subtitles | ثم القاتل يجب ما زالوا يعيشون هناك. |
| Baban ve annen orada yaşıyor. | Open Subtitles | أبوك وأمك يعيشون هناك كما كانوا دائما |
| Dayıların da orada yaşıyor, değil mi? | Open Subtitles | لديك أعمام يعيشون هناك أيضاً , صحيح؟ |
| 2 senedir orada yaşıyorlar. | Open Subtitles | يعيشون هناك من حوالي 20 عام |
| Tibet büyüsü. Orada yaşayanların doğaüstü güçleri olduğu söylenir. | Open Subtitles | والناس الذين يعيشون هناك يقولونانهميتمتعونبقوىغيرطبيعية. |